YOZGAT'ta gazeteci olmak, sonrasında Türkiye'nin tanıyıp, takdir ettiği bir isim olmak o kadar kolay değil. Bunu başarabilen birden fazla hemşehrimiz mevcut. Agah Efendi ile başlayıp, Abbas Sayar ile devam eden. Hakkı Öcal, Taha Akyol, Saygı Öztürk ile zirveye ulaşan daha bir çok isim mevcuttur. Hepsini sıralamaya kalksam, sadece rumuzları bile bu köşeden taşar...     
Yazıları, yaptığı haberleri, yayınlanan kitapları ile yurt gündemine yön veren Saygı Öztürk ile ilgili 'ahkam kesenler' aslında bildiklerinden değil, büyük bir çoğunluğunun farklı bir psikolojisi ile hareket ettiğini görmek, ister istemez insanı üzüyor. Hele bunu yapanlar 'Yozgat'ı Yozgatlıyı savunma' adına yaptığını söyleyerek, yola çıkmaya kalkışınca, ortaya çok komik bir durum çıkmaktadır...
Saygı Öztürk; Henüz gençlik yıllarının ilk günlerine ayak basmaya hazırladığı dönemde Yerköy ilçesinde amatör bir ruh ile başladığı gazetecilik serüvenini zirveye taşırken, doğruyu yansıtmak için vermiş olduğu mücadelede, hırpalanmayı da, dayak yemeyi de göze almış bir isimdir. Doğru bilgiye ulaşmak, dün çok zordu. Bugün bilgi kirliliği içerisinden doğru olanları bulmak, onları değerlendirmek mesleki bir tecrübe ve ahlakı gerektirmektedir. Saygı Öztürk ve Saygı Öztürk gibi gazeteciler, doğru bilgileri  okurlarına ulaştırmak için vermiş oldukları mücadelede hiç bir zaman kasıtlı, taraflı, yalan, iftira gibi konulara tenezzül etmezler, etmemişlerdir. Ama, doğruyu bulmaya çalışırken, ulaşılan bilgi ve belgelere bağlı olarak yanlışlık yapılabilir. Eğer bir yanlışlık söz konusu ise, bunun için her zaman özür dilenmiş, dilenmektedir. Bu da bir erdemliliktir...
Saygı Öztürk, beraberindeki Yozgatlı arkadaş grubu Yozgat Sevdalısı isimlerdir. Yozgat'ın kalkınması gelişmesi noktasında üzerine düşeni yaparken, reklamını yapma ihtiyacı dumaz, duymamıştır.  Çünkü, Yozgat sevdası bir yere varılabilmek için bir araç değildir. Bu sevda yürekten gelir, hayata geçirilir. Saygı Öztürk, bu yüreği taşıyan isimlerden birisidir. Mesleki hayatımın ilk gününden itibaren Saygı Öztürk, bana ve benim gibi daha bir çok isme yol göstermiş, 'üstad' olarak kabul ettiğimiz bir isimdir.  Bu benim için bir gururdur. Bu gurur her zaman göğüsümde taşıdığım madalya olarak varlığını sürdürecektir...