Gönül bahçesinin şeyda bülbülü,
Ötünce seyreyle Bozok elini.
Âşığa naz yapan bozkırın gülü,
Tütünce seyreyle Bozok elini.
“Sürmeli” dinlerken durur ya zaman,
Değmeyin keyfime beyler el aman!
Sılayı, Çamlık’ta bir mavi duman,
Yutunca seyreyle Bozok elini.
Kara kış Yozgat’ın ebedî yâri,
Dört mevsim erimez dağların karı.
Gurbet yüklü yüreklerin efkârı,
Bitince seyreyle Bozok elini.
Hele bahar olsun, gelsin o demler;
Hele yağız atlar, tutmasın gemler…
Sulu kar altında sarı çiğdemler,
Yetince seyreyle Bozok elini.
Vakt erişip can gelince yazıya,
Yer bulunmaz artık derde sızıya.
Yanık kaval, koyunları kuzuya
Katınca seyreyle Bozok elini.
Yozgatlı yiğidin sevdası: Vatan
Ezanla bayraktır gönlünde yatan.
Şehit sancağını Kınalı Hasan
Tutunca seyreyle Bozok elini.
Azade serpildim yâr kucağında,
Ham meyveydim piştim aşk ocağında,
Ebedi uykuya can toprağında,
Yatınca seyreyle Bozok elini.
Yusuf DURSUN/ ZEYTİNBURNU
24.08. 2017 İSTANBUL
KİMSİN, NESİN -HERŞEY O'NUN
Közde O'nun, kül de O'nun
Gülistan da gül de O'nun.
Yeşil murat, al da O'nun
Al içinde al da O' nun.
Bencileyin, çün pazarda
Deli gönül, hep hazarda
Güller gördüm lalezarda
Gülü tutan, dal da O' nun.
Yakan da O yandıran da!
Suyu suya kandıran da,
Bandır bandır, bandıran da,
Rüzgar, yağmur, Kül de O'nun.
Günler gelir, güne karşı
Tebdileyle hele arşı,
Gören görür görmez şaşı!
Düzen, nizam "ol "da O' nun.
İpek atlas şal da O'nun
İnci mercan lal da O'nun
Mülk ü dünya, mal da O'nun
Sırra perde, tülde O'nun.
O âlemler rahmet ile
Şereflendi Ahmet ile
Nimetlendi nimet ile
Acı tatlı bal da O'nun.
Kimsin nesin (?) neyin ola
Benzemesin Bilal kula!
Sarılırsın birgün cula
Acep halin nasıl ola
Ten de, can da, çul da O' nun.
Bilal ÖZCAN/ YERKÖY
DÜZELİR Mİ BİLMİYORUM
Hayırlısı deyip sustum
Düzelir mi bilmiyorum
Gönül koydum artık küstüm
Düzelir mi bilmiyorum
Yüreğimi kor eyledi
Bu dünyayı dar eyledi
Beni bana yar eyledi
Düzelir mi bilmiyorum
Ne halimi anlar oldu
Ne sözümü dinler oldu
Çekip gitti günler oldu
Düzelir mi bilmiyorum
Emine KARAKUŞ/ KAYSERİ