Hükümet tarafından son şekli verilerek TBMM'ye gönderilen yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarısının hayata geçirilmesiyle birlikte Yozgat'ta 36 belde köy statüsüne dönüştürülecek.
Köylerin belde, beldelerin ilçe, ilçelerin il yapılarak, farklı statülere kavuşturulması,  sadece adının ''İl, İlçe, Belde'' olarak anılmasının ötesine gidilememesine baştan beri karşıyım. Buna karşılık, illerin büyükşehir statüsüne kavuşturulup, hizmet alanlarının genişletilmesi düşüncesine sıcak bakıyorum.
ANAP Hükümetleri döneminde nedeni, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin birçok köy belde, beldeler ilçe yapıldı. Sonrasında ise AK Parti işi biraz daha genişletti, bazı ilçeleri de il yaptı.
Peki bugüne kadar statü değişikliği yapılıp, yeni unvanlara kavuşan yerleşim alanlarında ne değişti, birilerine yeni makamlar kazandırmaktan öteye?...
Bir taraftan, ''Şehirde ne varsa köyde de olsun, köyde yaşam standardı artırılarak, tarım alanlarının atıl kalmasının önüne geçilsin'' diyerek desteklemeler, yatırım ve hizmetler götürülürken, belde yapılırken, ''Neden?'' sorusuna yanıt bulunmaksızın, belirli nüfus kriterlerine bağlı olarak unvan verilmesi ne kadar yanlış ise, aynı şekilde unvanları geri alınacak olması da o kadar yanlış.
Yozgat'ın en uzak köylerinden birisi Çadırardıç. Yıllardır ihmal edilmiş, beldede yaşayanların resmi kayıtları bile tutulmamıştı. Köyde yaşayanlar, nüfus kayıt işlemleri için şehre gelemedikleri için ''Kayıp Nüfus'' oluşturmuş, gençler askerlik çağına gelinceye kadar, varlıklarını resmi olarak ortaya koyamamışlardı. Daha bir çok sorunun yaşandığı Çadırardıç belde olduktan sonra, sorunlarını kısmende olsa çözebilme imkanı bulmuş, ''Kayıp nüsfus'' kayıt altına alınarak, çocuk yaşta evliliklerin de önüne geçilmiştir.
Çadırardıç gibi daha bir çok yerleşim alanı bulunmaktadır, hem Yozgat'ta hem de ülkenin diğer bölgelerinde. Bu yerleşim alanlarında yaşayan insanlara, şimdi unvanları ellerinden alınarak, ''Eskisi gibi yaşayın!'' demek pek akılcı gelmiyor. Bu yüzden de yanlış olduğunu düşünüyorum.
Buna karşılık, öylesine beldeler var ki; neden belde yapıldığını orada yaşayan insanlar bile bilmiyor. Bunların kapatılması, devletin sırtındaki bir yükün de kaldırılması anlamına gelecektir.
Ancak, ''Kurunun yanında yaş da yanacak'' deyimi burada öne çıkıyor. Devletin sırtına yük olan beldeleri kapatma adına, gerçekten belde olması; coğrafi konumları, yaşam koşulları, sosyal hayatları gibi daha bir çok nedenden dolayı gerekli olanların da arada kaynayacak olmalarını doğru bulmuyorum.
Nüfus baz almak yerine, merkezi konumdaki köylerin belde yapılıp, çevresindeki diğer yerleşim alanlarının buraya bağlanarak, tüm ihtiyaçlarının, hizmet alımlarının buradan karşılanmasına yönelik tedbirlerin alınması, oluşumların oluşturulması daha doğru bir mantık olarak geliyor.
Yasa tasarısı mecliste...
Büyük ihtimalle geldiği gibi kabul edilecek. Umarım yanlış yapılmaz, yanılan olurum...