YOKSULLUK ile fakir olma hali toplumumuzda genel olarak aynı algıyı çağrıştırır. Ancak, 'yoksulluk' ihtiyaç duyulana sahip olamama, ondan 'yoksun kalma' halidir. Fakirlik ise, yoksulluğu da içerisinde barındıran, özellikle yiyecek, içecek, barınma, giyim gibi temel maddeleri sürekli karşılıyamama halidir... 
İhtiyaç sahibi ile fakir olanların durumlarını aynı değerlendirince, ortaya günü kurtarmaya yönelik bir uygulama ortaya çıkıyor. Korona virüs ile mücadele kapsamında uygulanmaya konulan kısıtlamanın ilk günlerinde sıkça gündeme getirildi, konuşuldu. Kısıtlama öncesinde marketlere gidenlerden bazılarının aldıkları ürünler eleşterildi. Ama hiç kimse sigara alıp, stoklayan birilerini gündeme taşımadı. Kişilerin ihtiyaçları farklıdır. Bu ihtiyaç karşılandığında sorun biter...
Fakirlik, fukaralık, yoksulluk ayrı bir konudur. İhtiyaçlar, talepler süreklilik arzeder. Barınma sorunu vardır. Bir evde konuk edebilir, bir otele motele yerleştirebilirsiniz. O günün ihtiyacını karşılamaktan öteye gitmez. Ertesi gün yine evsizdir. Yiyecek, içecek, beslenme gibi konularda da durum aynıdır...
Fakir, fukara, yoksul olarak tanımlananların, günübirlik ihtiyaçları karşılanırken, çalışarak, üreterek, ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma getirilmesi gerekir. Bugün sosyal yardımlaşma fonlarından veya diğer hayır kurumlarından ihtiyaçlar karşılanmaktadır. Fakirlik, fukaralık, yoksulluk ile mücadele edilmemektedir. O nedenle, fakirlik 'alın yazısı' gibi toplumun bir kesiminde varlığını artırarak sürdürüyor/sürdürmektedir...
İhtiyaç sahipleri ile fakir, yoksul insanları birbirinden ayırt etmeliyiz. Fakir olanların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabileceği konuma getirmeliyiz...