Ertuğrul Bey oğlu Osman’ı yüksek ahlaklı, lider ruhlu, adil ve merhametli bir insan olarak yetiştirmişti. 1280 yılında öldüğünde gözü hiç arkada kalmamıştı. Çünkü kendisinden daha üstün vasıflı oğlu Kayı Boyunun liderliğini üstlenmişti. Moğolların Anadolu’daki otoritesinin azalması, Anadolu Selçuklu Devleti’nin iyice zayıflaması üzerine 1299 tarihinde Osman Bey kurduğu beyliğinin bağımsızlığını ilan etti.
Türk milleti tarih boyunca merhametli ve adaletli tutumunu sürdürmüştür. Çünkü bu durum Türk milletinin karekteristik özelliğidir. Merhamet ve adalet sahibi milletler hiç bir zaman keyfi olarak cana kıymaz, başka milletleri yerlerinden, yurtlarından etmezler. Türk milleti Orta Asyada tabiatın azizliğine uğramış, nesillerinin devamını sağlamak, tanrının verdiği yaşam hakkını kullanmak için kurak ve elverişsiz toprakları terkederek başka milletlerin topraklarında yaşamak zorunda kalmışlardır. Hiç bir milletin hegomanyasına girmeyecek sağlam ve mert bir ruha sahip olduklarından kendi erdemi,  faziletiyle süslü kültür ve medeniyetini sürdürmek için her şart dahilinde bağımsız yaşamışlardır. Osmanlı İmparatorluğu zamanın siyasi şartlarına ayak uydurmuş, bir çok milletler gibi hile, yalan, ahlaksızlık, erdemsizlik gibi rezil durumlara başvurmadan himayesinde olan veya olmayanların güven ve sempatisini kazanmıştır. Dünyevi ve uhrevi ilimleri yaşama uygulamış, hak ve adaleti üstün kılmışlardır. Sahipsiz bir bağdan askerin isteklerini kıramayarak üzüm yediren komutan, yediklerinin üstünde bir bedel olan parayı aynı kütüklere bağlatmışdır. Bu koca ülkenin adaletine küçük bir örnektir. Egemenliklerine aldıkları milletlerin can, mal, namus, ibadet, çalışmak, kazanmak  ve yaşam haklarını hiç bir şekilde kısıtlamadıkları gibi birinci sınıf vatandaş saymışlar, üst yönetimlerde görev vermişlerdir. Padişahlar Allah katında bir kul olduklarını unutmamış, kendisini yetiştiren hocalarına sonsuz hürmet ve saygıda bulunmuşlardır.  Anadolu’da Bilecik civarlarında küçük bir coğrafya iken, üç kıtada egemenlik sürmesinin nedeni, cesur, mert, adil, ahlaklı, erdemli insanların “Görev Namustur” anlayışıyla çok çalışıp, zalimlerin karşısında, mazlumların yanında bulunmaları, ilim, irfan sahibi insanlara itibar verip, himaye etmeleri ve içlerindeki sonsuz vatan sevgileridir. 
Osmanlı Devleti kuruluşundan yıkılışına kadar bir çok entrika ve gizli hesaplara konu olmuş, art niyetli insanlar başarı göstermek, içten bölüp, parçalayabilmek için zayıf karekterde bir Türke rastlayamamışlardır. Ne zaman ki bilim ve siyaset alanında ihmalkarlığa düşülmüş, işte o zaman koca imparatorluk dağılma sürecine girmiştir. Osmanlı İmparatorluğunu dünya hakimi olarak ayakta tutan temel direkleri ahlak, vatan sevgisi, erdem, alime, ilme imkan ve himaye, çok çalışarak onurlu siyaset izlemeleridir. Osmanlıdan günümüze dünya cenneti Türkiye Cumhuriyeti ve onların uğrunda can vermekten çekinmeyen sonsuz vatan sevgisiyle dolu karekterleri miras kalmıştır. Bu zihniyetle dünya durdukça Türk milleti hep kendi egemenliklerinde ilelebet yaşayacaktır.