GEÇTİĞİMİZ Pazar günü gerçekleştirilen Kamu Personeli Sınavına, sınava giremeyenler damga vurdu. Yozgat Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Yerleşkesi'ndeki fakültelerde gerçekleştirilen sınava, hem genel trafik hem de yerleşke içerisindeki trafik nedeniyle yetişemeyen gençler, yüzlerine kapanan kapılar nedeniyle umutlarını yitirdi.  
Birileri söylemiş, birileri de paylaşmış, ''Sınava saatinde gelemeyen nasıl memurluk yapacak?'' diye. Çok talihsiz bir açıklama, çok talihsiz bir paylaşım. Sınava yetişememek değil ki bu. Eğer sınav saatinden 15-20 dakika sonra gelinmiş olsa, o zaman ''Sınava zamanında gelmeyen'' olur. Ama sınav merkezine 15 dakika önce gelmesine karşın, hareketsiz kalan trafiğe sıkışıp, yaya olarak, koşarak sınavın yapılacağı salona ulaşıyor. Saniyeler kala kapı yüzüne kapanıyor. Durum bu...
Şuanda farklı bir dönemden geçiyoruz. Pandemi nedeniyle insanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntılara bir de bu tip sıkıntılar eklenince insanların yarınlara olan güveni ve umudu ortadan kalkıyor. Henüz sınav başlamamış. 5 dakikalık bir opsiyon kullanılmış olsa ne olur? Dünya batmaz. Ama böyle yapılmak suretiyle bir insanın dünyası karartılmakta. Mesele yönetmenlik, kanun, nizam falan değil. Sorun ''Yetkili'' unvanlı kişilerin, ''Yetkisinin' ne olduğunu bilmemesi meselesidir. İnsiyatif kullanamayan kişi, idareci olamaz. Yönetici olamaz. Burada sorumlu insiyatif kullanıp, çocukların, gençlerin bir-iki dakikalık gecikmesine telerans tanınmış olsa, yaşanılan sorunlar, görüntüler yaşanılmaz. Saniyeler kala sınava giremeyen, yüzüne kapı kapatılan o gencin vebali çok büyük, bilesiniz...