Türkiye, İran ile Suriye-IŞİD veya PKK yüzünden bir savaşa tutuşursa ki; şu anda bazılarının en çok teşvik ettiği şey. Böyle bir savaşa girişirsek, Türkiye'yi parçalamak arzusundalar. Aynı risk Irak'ta da var. Suriye tam anlamıyla bir bataklığa dönüştü. Her an oradan bize bir pay düşebilir. Suriye'deki iç savaş Irak'a sıçradı. Böyle bir ortamda Türkiye bir kuşatılmışlığı, ateş çemberini hissediyor. Şu geçtiğimiz günlerden başarıyla çıkabilirsek geleceğin güçlü devleti olur Türkiye.
Bölgemiz ateş çemberi içerisinde, sadece Suriye değil yangın içinde Irak’ta olan bitenleri izliyoruz.. Müslümanlar birbirlerini öldürüyorlar, hepimizin yüreği dağlanıyor. Bu olayların nereye gideceğini kimse bilmiyor.  Suriye’ye siyasi çözümün mutlaka,  gelmesi lazım. Bu kanın, ateşin, katliamların durması gerekiyor.
Etrafımızı saran bu ateş çemberinin, Türkiye'yi sarması  muhtemeldir. İsrail'in kurulması için yapılan çalışmalarda, işi bittiği noktada sıra bu sefer Türkiye'ye gelecek: Planın bir parçası olduğu açıkça ortadadır. Karmaşalar sonucunda, bizim ülkemizin de bir kısmı İsrail'e vilayet yapılacaktır. Uyanık olmak ve siyasi görüşmeleri bu noktada yoğunlaştırmak zorundayız.
Ortadoğu'daki  ülkeler kendi içinde çatışma halinde, Müslümanlar birbirini katleder duruma gelmiştir. Irak, Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin bu durumdadır.. Suriye'deki çatışmanın derinleşmesine komşular ve uluslararası güçler ciddi bir şekilde katkı yapıyor. Maalesef bu çatışmada, Türkiye net bir taraf olarak devam ederse, bu çatışmanın bir parçası olmaktan sıyrılması zorlaşır.  Suriye'nin iç işlerine en ileri ölçüde yön vermeye çalışırken birileri bizi tehdit gibi algılayıp tepki göstermeye devam ediyor. 
Büyük Ortadoğu Projesi uzun yıllardır gündemden düşmeyen bir ideolojik proje.  Biliyorsunuz ki dünya petrol rezervinin yüzde 64'ü Ortadoğu topraklarında bulunmaktadır. Bu oran oldukça yüksek bir orandır. Bu yüzden ABD ve Batı ülkeleri için Ortadoğu stratejik bir önem arz ediyor.
ABD’nin büyük orta doğu projesi, aslında bölgedeki tüm petrol musluklarına el koymaya yönelik bir  gayrettir. Bu bölge dünya enerji kaynaklarının büyük bir bölümüne sahiptir Bu bölgeye demokrasi getirmek adı altında bölgeye egemen olmaktır. Başta petrol olmak üzere su, doğalgaz gibi enerji kaynaklarını kontrol altına almak istiyorlar. Ülkemiz de bu projenin içindedir; çünkü dünya BOR madenlerinin büyük bir kısmı ülkemizdedir.
ABD’nin ilk aşamada 32 ülkeyi kaplayan planları 70'li yıllarda yapılan ve inşasına körfez savaşı denemesiyle başlanan ABD’nin Ortadoğu ve ön Asya petrollerine sahip olma savaşının stratejik planlamasıdır. Ortadoğu'da var olan, dini akımlar, terör örgütleri, kitle imha silahları, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı yapan örgütlü suç şebekeleri, ABD ve Batı çıkarlarına yönelik tehditler üretmektedirler.
Türkiye için tek tehlike  BOP değil, Ortadoğu da kurulacak bir Kürt devleti de bulunuyor. Olası bir Kürt devletinin kurulması demek Kars'tan Diyarbakır'a kadar olan bölümün Kürt toprakları olarak koparılması demektir. Yıllardır ABD'nin bu proje için harcadığı para trilyon dolarları aşmıştır. Buda şu demektir sadece Ortadoğu için ABD kendi ülke ekonomisinin 10'da 1'ini Ortadoğu'ya aktarmış. MİT raporlarında Ortadoğu da ciddi bir silahlanma ve biyolojik silah üretimi bulunuyor. Dünyada ve Türkiye de ki birçok strateji kuruluşlarına göre şu anda müttefikimiz görünen ABD 10 yıl içinde İran ve Suriye'yi 20 yıl içinde ise Türkiye'yi işgal etmeyi planlıyor. Yani ve bu topraklar 20 yıl sonra (Allah korusun) yeniden bir Kurtuluş Savaşı mücadelesini vermek zorunda kalabilir demektir.
Tehlike çemberinin içerisinde yer alan Türkiye’nin ciddi politikalar üretmesi, inansımızın uyandırılması ve bölge gerçekleriyle yüzleşmesi gerekiyor. Bir başka önemli konu da Türk ve İslam Birliğinin kurulması ve İslam ülkelerin uyandırılması şarttır.  Uyanmak ve tedbir almak  zorundayız….