N’apıyon ağızıyla, şivesine âşığım,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.
Güzellerin dostane, işvesine âşığım,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Tandırında sacında, buğulu çöreğine,
Konağında fırında, kızarmış böreğine,
Dağlarında avlanan, avcının süreğine,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Dostum dediklerini, çok candan sevmesine,
Vatanı bayrağını, anadan övmesine,
Irakta biri için, dizini dövmesine,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Vatandan söz edince, öne atılmasına,
Düşman denilince de, kaşlar çatılmasına,
Erkeği kadınıyla, buna katılmasına,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Gül yüzlü güler yüzlü, sabırlı olmasına,
Tok gözlü açık sözlü, kararlı olmasına,
Can tezli candan tezli, yararlı olmasına
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Yazlarına kışına, baharına güzüne,
Yozlarına kuşuna, buharına közüne,
Bozlarına taşına, bayırına düzüne,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Nohutlu’nun yeline, Sürmeli’de geline,
Saz çalanın eline, sazın dahi teline,
Cümle âlem diline düşen Bozok iline
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Şu Gelin Kayasına, Cehirlik öyküsüne,
Çamlığın tepesine, Ali”nin türküsüne,
Oğlumun sözlüsüne, kızımın örgüsüne,
Sevdalıyım sevdalı, aşığınım Yozgatlı.

Köyüne köylüsüne, bütün şehirlisine,
Çalışan işçisine, konuğu yerlisine,
Gönülden sevgisine, ileri ülküsüne,
Sevdalıyım sevdalı, Eşrefî’yim Yozgatlı.
      Ekrem  GÜRER/YOZGAT
        NEYLEYİM

Bilmeden takıldım, gönül ağına,
Rüzgâr deli dolu eser neyleyim.
Kargalar üşüşmüş üzüm bağına,
Bağrımı kor ateş yakar, neyleyim.
     Kaderin elinde esir olmuşum,
    Hatırım soran yok, öksüz kalmışım,
    Kuzumu gurbete yalnız salmışım,
    Ağlarım gözyaşı döker neyleyim.
 Yoksulluk yakamı bırakmaz oldu,
Ağardı saçlarım, sararıp soldu,
Yüreğime hüznün ateşi doldu,
Kalbimi yerinden söker neyleyim.
     Kaygılar üzüntü taşır yarına,
    Yakıver özümü ecel narına,
    İnsafsız acıyı atıp karına,
    Dalımı, belimi büker neyleyim.
 Attığım taş bulmaz oldu yerini,
Mezar gibi açar, eşer derini,
Kendime uygun dost bulsam birini,
İçime acılar çöker neyleyim.
     Ahmedi’yem yalnız kalmış ağlarsın,
    Ağıtla, figanla sözün bağlarsın,
    Azgın akan sular gibi çağlarsın,
    Güz gelince yaprak döker neyleyim.
                Ahmet SARGIN
     
 SENİ UNUTMAYACAĞIM

Gece yarısında güneş doğarsa,
İşte o gün seni unutacağım.
Aslan yavrusunu ceylan boğarsa,
İşte o gün seni unutacağım.
   
Çiçekler açmayı unuttuğunda,
Göçmen kuş göçmeyi unuttuğunda,
Uçurtma uçmayı unuttuğunda,
İşte o gün seni unutacağım.

Cismini silerse kapkara gözüm,
Senden vazgeçerse vefalı özüm,
Buzları yakarsa yürekte közüm,
İşte o gün seni unutacağım.

Mahşerde defterin verildiği gün,
Hesabın ortaya serildiği gün,
Ömürden sevabın derildiği gün,
İşte o gün seni unutacağım.

Harika’m feryadı göğe saldıysa,
Felek tüm öcünü benden aldıysa,
İçimde gözyaşım damla kaldıysa,
İşte o gün seni unutacağım.
         Harika  UFUK / ADANA