Yozgat önümüzdeki 2 ay içerisinde Yozgat için son derece önemli iki seçimle karşı karşıya. Bunlardan ilki kamuoyunda alttan alta ilgili kesimlerce tartışılan rektörlük seçimleri, ikincisi ise hepimizin malumu olduğu gibi genel seçimler. Biz aklımızın yettiğini konuşalım. Her yazımda dediğim gibi haddime düşeni yani bildiğimi ortaya koymak istiyorum. Bugüne kadar rektör adaylarımızın üniversiteye dair plan ve projelerini dinledik. Bu plan ve projelerin bir çoğunun üniversite için elzem olduğu kanaatindeyim. Fakat bütün bu süreç içerisinde bizce asıl fikri alınması gereken kesimler ki bunların başında öğrenciler geliyor, üniversite öğrencilerinin rektörlük seçimlerinde hiçbir biçimde kanaatlerinin dikkate alınmadığını görmek beni gerçekten derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Öğrencisiz bir üniversite sadece boş binalardan ibarettir. Temasta olduğum birçok Bozok üniversitesi öğrencilerine üniversitenin yeni rektöründen ne bekliyorsunuz diye sorduk. Bir sorduk bin ah işittik. Meğer üniversite öğrencilerimizin o kadar çok sorunu varmış ki. Bizde kamu yayıncılığı yaptığımız için bu sorunları bir yazı dizisi halinde sizinle paylaşmayı uygun bulduk. Umarız rektör adaylarımız bu yazı dizisinden kendilerine düşen payı alabilirler.  Öğrencilerimizin temel sorunlarını maddeler halinde vermek gerekirse öncelikli sorun ulaşım sorunu olarak gözükmektedir. Üniversite öğrencilerimiz hala ulaşım probleminin çözülmediğinden dert yanmaktadırlar. Öğrenciler, sefer sayılarının arttırılmasını, kampüse yeterli sayıda durak yapılmasını ve özellikle de Mimarlık Mühendislik Fakültesinde okuyan öğrencilerimiz son derece zor koşullarda istif halinde şehir merkezine yolculuk yapmaktadırlar. İkinci en önemli sorun üniversite kurulduğundan beri hala çözülemeyen barınma problemidir. Şehirde öğrencilerimiz için yeterli sayıda barınabilecekleri mesken bulunmamaktadır. Üniversite yönetimi Valilik, Belediye bize göre TOKİ ile işbirliği yaparak üniversiteli öğrencilerin daha ucuz ve daha kaliteli meskenlerde kalmalarını sağlayabilirler. Bu yeni rektörün çözmesi gereken ikincil acil sorun niteliğini taşımaktadır. Öğrencilerimizin dert yandığı bir diğer husus üniversitede ki sosyal ve kültürel faaliyetlerin son derece yetersiz ve öğrencilerin taleplerinden uzak bir biçimde icra edilmesidir. Ney mesela diye merak edenler olursa hemen söylemek isterim ki; Bahar şenlikleri diyoruz ya hani… Finaller öncesinde öğrencilerin moral-motivasyonlarının yerine gelmesi genç olduklarının bir kez daha farkına varmaları için yapılan eğlence dolu günler. Siz inanıyor musunuz öğrencilerin bu saçmalıklarla moral ve motivasyon kazandıklarını? Sormak istiyorum bir kez daha hepiniz bilgisayar kullanıyor, radyo dinliyor, televizyon izliyorsunuz. Hanginiz Bendeniz dinliyorsunuz? Getirilen sanatçıları kime sorupta getiriyorsunuz. Burada öğrenci olanların ortalama yaşları 22 ve bu yaştaki gençler ne dinler diye google' a yazsanız görürsünüz kimin tutulup kimin tutulmadığını. Bırakın artık bu iş yaptık deme havalarını artık başarılı olduk lafının peşine düşün bence. Üniversitede ki öğrenciler için part-time iş imkânlarının oluşturulması ve burs imkânlarının genişletilmesi gerekmektedir. Üniversite sanayi işbirliğinin sağlanarak öğrencilere staj imkânlarının sağlanması çok önemli bir eksiği giderebilecektir. Yozgatlı iş adamlarının ve hayırseverlerin bit çatı etrafında toplanarak üniversitenin gelişimine katkıda bulunması sağlanmalıdır. Üniversite AR-GE merkezinin bir an evvel kurumsallaşarak faaliyete geçmesi ileriki süreçte Yozgat'ta Bozok Üniversitesi bünyesinde bir tekno kentin kurulması sağlanmalıdır. Üniversite öğrenci konseyinin ve öğrencilerin bütününün üniversite yönetimine katılımının sağlanması daha demokratik bir üniversite ortamının sağlanması yeni rektörümüzden öğrencilerimizin beklentileri arasında en ön sırada gelmektedir.
    Yukarıdakiler üniversite öğrencilerimizin temel talepleridir. Birazda şeytan ayrıntıda gizlidir diyerek öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz sohbetler sonucunda öğrencilerimizin üniversiteye dair sorunları ise şunlardır.
    Mimarlık ve Mühendislik fakültesinde derslik sıkıntısı hat safhadadır. Bu da sağlıklı ders görme ortamını ortadan kaldıran en temel sorun olmaktadır. Bir an evvel bu derslik sıkıntısı halledilmek zorundadır.
    Mimarlık ve Mühendislik Fakültesinin teknik imkânları son derece yetersiz ve eskidir. Bildiğiniz üzere Mimarlık ve Mühendislik eğitimi pahalı bir eğitimdir. Araç-gereçsiz teknik imkânlardan yoksun bir eğitim ve öğretim düşünülemez. Örneğin, sınıflardaki projeksiyon makinelerinin kumandaları bile yoktur. Öğrenciler manüel bir şekilde bu cihazları kullanmaya çalışmaktadırlar.
    Kantin hizmetleri özellikle Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin kantininin durumu içler acısı ve öğrenciler yiyecek içecek hiçbir şey bulamamaktan yakınmaktadırlar. Ayrıca öğrencilere kaba muamele yapılmaktadır.
    Öğretim yılı içerisinde keyfi bir biçimde ders programlarının sık sık değiştirildiği bunun sonucunda öğrencilerin mağdur edildiği, ayrıca öğretim üyelerinin keyfi tutumları sonucunda sınav programının öğrencileri mağdur edecek bir biçimde düşüncesizce oluşturulduğu, öğretim üyelerinin keyfi bir biçimde derse son derece geç girdikleri ve öğrencilerin zamanlarını boş yere çaldıkları özellikle bu sorundan Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin mağdur oldukları bizzat öğrenciler tarafından tarafıma belirtilmiştir.
    Yeterli sayıda öğretim üyesinin olmaması sonucunda eğitim-öğretim aksamakta ayrıca akademik kadronun akademik disiplinden yoksun tutumları öğrencileri çileden çıkarmaktadır.
    Öğrenciler öğretim görevlilerinin hışmından korktukları için sorunlarını dile getirememekte bu yüzden öğrenciler zorunlu bir sessizliğe mahkum edilmektedirler.
    Bahar şenliklerinde yeterli mali desteğin sağlanmaması ve öğrencilerin dışlanması bu etkinliklerin göstermelik etkinliklere dönüşmesine neden olmakla birlikte öğrencilerin talepleri görmezden gelinmektedir.
    Bizler yukarıda özetlemeye çalıştığımız sorunları siz Yozgat kamuyuna bildirmekle mükellefiz. Amacımız sessiz çoğunluğun sesi olmak. Bu sessiz çoğunluk tabii ki üniversite öğrencilerimiz olmakta. Emin olun yukarıdaki maddeleri sonsuza dek uzatabilirim. Bu derece sorunların biriktiği, yönetimin hantal, duyarsız ve edilgen davrandığı bir üniversiteyi ne Yozgat ne de bizim misafirimiz konumunda olan üniversite öğrencilerimiz hak etmemektedirler. Yeni rektörümüzün koltuğa oturur oturmaz üniversitede köklü bir zihniyet değişikliğini gerçekleştireceğine inanıyoruz. Yok, eğer eski tas eski hamam anlayışı yeni rektörle beraber devam ederse bundan öncelikle Yozgat daha sonra da Bozok Üniversitesi zarar görecek ve umudunu üniversiteye bağlamış Geniş bir kamuoyu üniversiteden tamamen kendini çekerek üniversiteyi ve kenti yalnızlığa itecektir. Unutulmamalıdır ki bu üniversite hepimizindir. Bizler artık Yozgatlılar olarak yaptığımız en iyi iş olan konuşmak ve eleştirmekten vazgeçip taşın altına elimizi koyup olumsuzlukların giderilmesi için eyleme geçmeliyiz. Konuşma vakti çoktan geçti. Zaman eylem vaktidir. Bu konuda başta yeni rektör, bu şehri yöneten Valilik, Belediye ve önde gelen Sivil Toplum Örgütleri bir araya gelerek bir görevdeşlik yaratmalı, üniversiteyi ve kenti çok daha günlere taşımalıdır. Sözlerimi bundan 2500 yıl önce yaşamış Konfüçyüs'ün Sözleriyle bitirmek istiyorum. “Karanlığa küfretmektense önce sen bir mum yak.” Ben kendi adıma, bir muhabir olarak mumumu yaktım peki ya siz…