YOZGAT, Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık bölgelerinden birisi. En azından istatistik veriler böyle söylüyor. Nüfusunun yüzde 72'sinin tarım ve hayvancılık sektöründen geçimini temin ettiğinin altı çiziliyor. Bizlerde bu verileri yeri geldiğinde kullanıyoruz. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış, orasını bilemem...
Konumuz tereyağı... Daha doğrusu hafta sonunda kendisine ait sosyal medya hesabından bir dostumuz paylaşımda bulunup, eleştirilerini de sıralamış. İzinini almadığımdan isim vermeyeceğim. 'Yozgat'ta düzenlenen bir kahvaltı programında raf ömrü tükenmiş tereyağların ikram edildiğini' fotoğraflarıyla belgelemiş/yayınlamış. Bunun yanlışlıklarını sıralamış. Eleştirilerine ayne katılıyorum. Eksikliklerini tamamlamak istiyorum...
Marketlerde satışa sunulan 'raf ömrü' üzerinde yazılı gıda maddeleri ne kadar sağlıklı? Önce buna bakmak gerekmez mi? Gıda maddesinin belirli bir bekleme süresi vardır. Sonrasında bozulması doğaldır. Ama üzerine bir 'raf ömrü' koyduğunuzda, bu gıda maddesi belirtilen tarihte bile hiç bozulmamış gibi bir görüntü ile karşımıza çıkmaktadır. ..
Hadi 'Raf ömrü' ibaresini, tarihini dikkate aldık. Marketten aldığımız bir paket içerisindeki gıda maddesinin normalde bir aylık raf ömrü bulunuyor ise, üreten firma paket üzerine '3 ay süreli raf ömrü' biçmiş/yazarsa. Bunun sorumlusu, denetleyicisi kim? Hemen alınganlık göstermeyin. 'Denetlenmiyor' algısı yarattığımı da sanmayın.  Denetleniyor...
Denetimde görevli Gıda Mühendisleri. Veteriner hekimler. Gıda ürünlerini denetliyor. Bilgisi, uzmanlık alanı olsun olmasın. Her türlü gıda maddesini denetliyor. Üretilen ürünlerin üzerindeki tarihe bakıyor. Son kullanma tarihi geçmemiş olan gıda ürününe dokunmuyor. Geçen ürünleri topluyor, imha ediyor/ettiriyor. Gıda maddesinin raf ömrünü denetleme yapan mühendisler, veterinerler belirlemiyor. Üretici belirliyor. Yasal çerçeve içerisinde, tarihi konduruyor...
Bir gıda ürününe 'raf ömrü' biçiliyorsa, o gıda ürünün sağlıklı olduğu şüphelidir. Zira, raf ömrünü uzatmak için doğal olmayan madde katılmaktadır. O nedenle, raf ömrü yazılı gıda maddesi, belirlenen tarihten çok sonrasında bile istifini bozmamaktadır. Paket üzerindeki son kullanma tarihi, üretim ile tüketim arasında olması zorunlu olan yasal süredir...
Hikaye uzun... Aynı zamanda karışık gibi görünmesine karşılık, net. Bu netliği görmezden geliyoruz. Tercihimizi 'ucuz' olandan yana kullanıyoruz. 'Ucuz eti yahnisi olmaz' derler. 'Ucuz' olarak aldığımız gıda maddesinin aslında bize 'pahalı' diye almadığımız organik üründen daha pahalıya gelmektedir. Ucuzun çöpe attığımız çürüğünü, bünyemizde verdiği hasarı hesabı kattığımızda...
Yozgat, 'Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık bölgesi' diye söze başladık. Arkadaşımızın, kahvaltıda bahsettiği hazır tereyağının alası üretiliyor Yozgat'ta. Biz Yozgat'ta yaşayanlar, konuklarımıza kendi ürettiğimiz gıda maddeleriyle sofra kurup, ikramda bulunamıyorsak, o zaman ürettiklerimizi kime pazarlayıp/satacağız. Hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz bu saatten sonra gündeminize alınız...
DÜNDEN BUGÜNE, BUGÜNDEN YARINA
-BAYRAK TV EL DEĞİŞTİRDİ...

SAADET  Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Kazım Arslan ve 5 arkadaşı, Yozgat’ta yerel yayın yapan Bayrak TV’nin hisselerini, 18 Ağustos 2003 yılında 200 bin dolar karşılığında satın aldı. Ulusal Televizyon kurma çalışmaları doğrultusunda Kazım Arslan, “Daha önce bazı kanalların sahipleriyle görüşme yaptık. Yozgat’ta yerel yayın yapan ve Ulusal yayın yapma izni bulunan Bayrak TV’de karar kıldık” dedi. Arslan, son Genel seçimlerde DYP’nin 2’inci sıra Milletvekili adayı olan Mustafa Odabaşı’nın sahibi olduğu Yerel Bayrak TV’nin hisselerinin satın alınmasına ilişkin resmi işlemleri noterde tamamladıklarını bildirdi. Böylece, 150 milyar lira sermayeli Anadolu İletişim A.Ş. adına Bayrak TV’ye ait hisselerin tamamı eski milletvekillerinden Kazım Arslan, Suat Pamukçu ve Şeref Malkoç ile Cafer Güneş, İsmail Aydost ve Ahmet Özçelik adına tanzim edildi.