UZUN bir süredir trafikteki motorlu araçların muayene ücretinin çok yüksek olmasına yönelik tepkiler her platformada devam ediyor. Araçların muayenesinden sorumlu tek kuruluş olan TÜVTURK'ün '10 dakikalık muayene için araç başı 422 lira almasının' yanlışlığına dikkat çekiliyor. Tepkiler dile getiriliyor.
Bir grup oturmuş, bu konuyu tartışıyor. İçlerinden birisi ''az bile!'' diyerek, söze başlıyor. Devamında, ''Altındaki araba nereden baksan 150 milyon, üstelik ikinci eli. 50 milyona sıfır aldığı arabanın ikinci eli 150 milyon olmuş, seviniyor. Araç muayene ücreti 422 lira diye itiraz ediyor!'' diye konuşmasını sürdürüyor.
Adam haklı...
Toplum menfaatleri yerine bireysel menfaatlerimizi düşünerek hareket etmenin sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Arabası olan muayene ücretinin yüksekliği ile birlikte vergisinden ve diğer zorunlu giderlerinden yakınıyor. Akaryakıta yapılan zam karşısında ''ben hep 50 liralık aldığım için etkilenmiyorum!'' anlayışını sloganlaştırarak, tepkimizi 50 liralık bile benzin alamayacağımız güne tehir ediyoruz.
Çiftçi üretiyor. Ürettiğini pazara sunuyor. Ürettiğini satıyor. ''Çok şükür bu sene ürünümüz iyi para etti'' diyor. Bir liraya sattığı ürününü 10 liradan satışa sunulduğunu görünce değil, ihtiyaç duyup, o ürünü almak zorunda kaldığı ana kadar tepki vermekten çekiniyor/kaçınıyor.
Adına ister 'kriz' deyin isterseniz 'darboğaz' deyin. Bizler yaşanılan bu olumsuz havayı birlikte aşmak durumundayız. Kendi cebimize dokunmasını beklemek yerine toplum olarak birlikte hareket edip, daha fazla üretmenin yollarını bulduğumuz gün sorunu ancak çözebiliriz.