Bugün yeni yılın ilk günü. Koskocaman bir yılı geride bırakmanın hüznünü yaşar, benim gibi yaşı biraz ilerlemiş olanların. Bıyıkları terlemeye başlayan genç kuşaklar ile daha küçükleri için eski yılı geride bırakmanın, yeni yıla ulaşmanın sevincini coşkusunu hissederler yüreklerinde...
Her yaşta farklı algılanır, farklı duygular hissedilir her bir yılı geride bırakıp, yeni yıla ''Merhaba'' denildiği gün. Bu duyguları yaşamaktır insanı olgunlaştıran. Acıların, mutlulukların geride kalıp, yeni umutlara yelkenlerin açılmaya başlandığı bir günün başlangıcı gibidir, yeni yılın ilk günü.
Üstat Abbas Sayar, ''Gündüz oruç gece kumar/ Deli gönül, cennet umar'' der bir şiirinde, gönderme yapar çamlığın tepesinde, şimdi yerinde yeller esen gazinoda akşam sahura kadar kumar oynayıp, iftar vaktine yakın bir zamana kadar yatanlara.
Benzer bir durum da eski yılın veda edip, yeni yılın karşılandığı gece, sabahın ilk ışıklarına kadar oturup, eğlenen, televizyon başında zaman tüketenler, akıllarınca başkalarını ''Kınarlar'', ''Yılbaşı gavurların bayramı!'' anlayışını ön plana çıkartarak. Tek dertleri birilerine şirin görünmektir, güncelin peşinden koşup, kendisini kanıtlama sevdasıdır yaptıkları. Sözüm, gerçek anlamda inanıp, inancının gereğini yapanlara değil elbette. Sözüm, ''Bulanık suda balık avına çıkan'' zavallılara. Sözüm, Cuma namazına gittiği camide secdeye eğilirken cep telefonu ile çektiği fotoğrafı sosyal medyada paylaşıp, altına da ''Bu cumayı da hep beraber eda etmenin mutluluğunu yaşıyoruz'' notunu düşerek, yaptığı ibadetle rant temin etmeye çalışırken, ''Yılbaşını kutluyorlar'' diyerek, küfürleri sıralayanlara...
Söze ''Merhaba'' diye başlarken, niyetim 2013 yılının Yozgat açısından ne kadar verimsiz geçtiğine işaret etmekti. Ama gelin görün ki, günceli yazarken zorunlu bir sosyal medya gezintisinde karşılaştığınız bazı durumlar, ister istemez etkiliyor zihninizi. Bu da başladığınız konunun seyrini değiştiriyor, farkında olmadan.
2013 yılını geride bıraktık...
''Geçen 365 günlük süre içerisinde Yozgat adına ne kazanımlar elde ettik?'' sorusunu sorduğum da kendi kendime, ''Sıfıra sıfır, elde var sıfır'' demekten öteye geçemedim. Nohutlu Tepesi'nin, Atatürk Yolu'nun, Cemil Çiçek Yurdu'nun ismini değiştirmekten öte atılan kaç adım var, Allah aşkına. Göç olgusu başta olmak üzere, her yıl dünyaya veda edenlerin yüzde 90'ına yakınının kalp, damar ve kanser gibi hastalıktan kaynaklanmasını, hastane binalarını yapıp, modern cihazlarla donatılıp, uzman personel verilmemesini, bir türlü bitirilemeyen bölünmüş yolları, tarım sektörü olmamıza karşın tarımsal ihtiyaçlarımızın diğer illerden karşılamamızı, daha bir çok benzer konuları ''Kaderimiz'' diye açıklamaktan öte ne yapıldı!...
Bunlarla ilgili üretilen mazeretler çok ama gerçekten Yozgat'ta yapılan bir şey daha var ki; Ehli olmayanlara devletin makamları teslim edildi, hizmet üretimi durdu. Yeni yılda Allah kaderimizle başbaşa bırakmasın, dileğiyle...