Mehralı köyümüz sakinlerinden oldukça gariban ve dürüst bir insandı. Allah 15 yıl sonra birkaç kızın ardından özlemle beklediği gözünün bebeği bir oğul verdi. Hatırnaz, yardımsever, komşuları ve köylüleri tarafından sevilen, gariban ruhlu bir biriydi.
Mehralı Dayı çok fakirdi. Sadece ve sadece bir eşeği vardı. Eşek de kambur ve bakımsızdı. Esenli Beldesinde ve Havuzun Kum dediğimiz mevkide 2 değirmen vardı. Köylüler unlarını oralarda öğütür kışlık zahirelerini tedarik ederlerdi. Koskocaman köyde 1 veya 2 traktörün olduğu, at arabası sahipleri ve kağnı sahiplerinin sadece kendi unluklarını yükleyip götürebildikleri bir dönemdi. Yani çoğu köylü emanet aldıkları eşeklere seklemleri yükler 7-8 eşekle birlikte değirmenin yolunu tutarlardı.
Tabiiki komşu komşunun külüne muhtaç derler. O ondan, o ondan emanet eşek alarak işlerini görür, tekrar iade ederlerdi. Osahmedin Ihsen denilen bir köylümüz vardı Kıbrıs cinsi babayiğit bir eşeği olmasına rağmen hiç kimseye eşeğini vermez değirmen seklemleri arasında ezilmesine müsaade etmezdi.
Gel gelelim Mehralı Dayıya. Kim değirmene gitmek istese her zaman ilk onbirde onun eşeği yer alırdı. Değişmez forvetti. Mehralı Dayı çok sevdiği bu hayvanını kimseye vermek istemese de kapıdan kim gelirse gelsin yok diyemezdi. Denetimsiz bir eşek olduğu, gariban ve itiraz etmeyen de bir sahibi olduğu için en büyük çuvallar bu eşeğe yüklenir, hayvan arkasından vurulan değneklerin acısı ve sürekli katettiği yol alışkanlığı ile eşek heyetinin en önünde gider, bir sonraki günün aynı şekilde geçeceği endişesini hissedercesine mutsuz dururdu.
Ben dikkat ederdim. Arkadaşlarıma değirmen yolcuları gördüğümde kesin Mehralı Dayının eşeği vardır der ve koşarak gider bakardık. Yine çuvalın en ağırı, yine arkasında eli sopalı adamlar ve yine zavallı görüntülü kambur eşek. Bazı merhametsiz insanların üzerinde çuval varken birde zavallı hayvanın üzerine bindiği de olurdu.
Herhangi bir emeklilik, vefa veya işgöremezlik himayesi gibi sosyal güvencesi olmayan bu emektar hayvan kilosuyla orantısız yüklerin altında zedelediği dokularının felç olması nedeniyle Alcı Köyü ile Karkocaoğlu Kışlası Köyü arasındaki çayırlıklarda ölüme terk edildi.
O günden beri Alcı Köyünde bir iş veya iyilik karşılığında teşekkür unutulursa “Mehralının Eşşek gibi iyilik ettik te, Guvalının çayırlarına bile guvermedin beni” diye serzenişli  espiri yapılır.