Cumartesi günü aile içi özel bir iftar verelim istedik. Piknik havasıyla Kent Parkta iftar yapmayı düşündük. Çok öncesinden gidip yer belirledik. Malum ya Kent Parkta masalar ve oturacak alanlar kısıtlı. Sanki belediyemizin imkânları yok gibi masa ve oturak koymakta zorlanıyoruz. Bu tür anlayışlara katılmam mümkün değil. Orası Yozgatlının nefes aldığı tek bir mekândır, yazık ki o da sahipsiz kalmış.
İlkindi öncesi varıp yerimizi belirledikten sonra Bilal Şahin Külliyesinde ilkindi namazımızı kılıp hazırlıklara devam edelim dedik. Namaz sonrası dönüşte Kent Parkta biraz dolaştım..Manzara rahatsız edici; ağaçlar bile kurumaya yüz tutmuş, çimenler sararmış ve kurumaya başlamış, güzelim güllerin boynu bükülmüş. Bu sahipsizliği görünce hüzünlendim. Hizmet anlayışı böyle olmamalı!. Şehrin insanına rahat bir nefes aldırma sloganıyla geldiniz bunu yapamazsınız arkadaş!..
Görevliler suyun olmadığını bakımsızlığın bundan kaynakladığını söylediler.  Bana inandırıcı gelmedi. İtfaiye araçlarını seferber eder çevre akar su çeşmelerinden su alır sularsınız bu da bir belediye için çok zor değil. Sahipsizlik anlayışı garibime gitti, Hizmete talip olmuşsanız “ Halkın hizmetkârı olmaya mecbursunuz!” Malum herkesin kullandığı bir söz var ya:” Halka Hizmet Hakka hizmettir” diye. Belediyeciliğin görevi halka hizmet değil midir?
“Su yok “ onun için sulayamıyoruz. Bana mantıklı gelmedi. Kent Parkın sahipsiz bırakılmasının altında bir Çapanoğlu hinliği mi var merak ediyorum. Öncelikle şunu ifade edelim ki “ Devlette devamlılık esastır” kim gelirse gelsin hizmete devam eder. Hani ne deriz  halka hizmet adına “Taşı taş üstüne koyanlardan Allah razı olsun.” Görev ateşten bir gömlektir, o göreve gelince tüm kırgınlıkları atacaksınız ve hizmette yarışacaksınız.
Bu konuda İş adamlarımızdan Erdoğan Akdağa ve Bilal Şahine tavır konmasına amin demiyoruz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, aynı şeyleri düşünmeyebiliriz. Seçildikten sonra bunlar geride kalır kucaklaşır, hizmete devam ederiz. Bizlere örnek olan Hz. Muhammed (s.av.) in Mekke Fethi dönüşü özel müsamahasını hatırlatmak isteriz.
Erdoğan Akdağ beyi Üniversite konusunda küstürdük, iyi mi ettik.”Hayır kesinlikle yanlış yaptık” ve üç beş kısır siyasetçimize o insanı kurban ettik.  Şimdi Bilal Şahine tavır koyuyoruz, yanlış hem de kökten yanlış. Bilal Şahin Beyin Gedikhasanlı da ki hizmetlerini gidip görenlerin ağzı açık kalıyor. Adamı Yozgat’a yönlendirdik hizmetlerine başladığı an hevesini gursağında bırakıyoruz: Yanlış, Yanlış, Yanlıştır arkadaş.. İnsanları yargılamak bize düşer mi? Kucaklaşma ve Yozgat’a sahip çıkma zamanıdır. Şehrimize hizmet edecek kaç kişimiz var ki?
Kent Parkın sahipsizliğini görünce hüzünlendim ve duygulandım, gözlerim yaşardı. Maksat ne olursa olsun ben bu sahipsizliğe alkış tutmuyorum. Mevkiler makamlar geçicidir: “Gök kubbede hoş bir seda bırakamazsanız” acırım halinize..Kent Park kurur oturulamaz hale gelirse bundan kim zara görür, önce Yozgatlı sonra da siz. Vatandaş bu sahipsizliğe amin mi diyecek?
Çok daha fazla gecikmeden Kent Parka sahip çıkın ve yemyeşil bir alan olarak bu mekânı korumaya devam edin deriz. Bizler verdiği oyların arkasında duracak ve verilen oyun hesabını soracak kadar medeni insanlarız. Dün dünde kalmış olmalıdır. Kucaklaşma ve şehrine sahip çıkma medeni ve insani bir davranıştır. Bugüne kadar hiçbir yazımda art niyet taşımadım Amacım hep:” Üzüm yemek oldu, bağcıyı dövmek benim” edebime yakışmayan bir davranıştır.
“Düşünceler ve görüşler saygılıyız” diyen sayın başkanımızdan bu konularda “Akil İnsanlardan” görüş sormasını ve gerçek manada  hizmeti” Yozgatlıyla birlikte danışarak” yapmasını tavsiye ederiz. Çünkü seneler çabuk gelir geçer ve bir de bakarsınız ki görev bitivermiştir. İşte o zaman “Geride hoş bir seda bırakamamışsanız” günlerinize yazık etmiş olursunuz…Amacınız halka ve Hakka hizmetse gerisi teferruattır. Sözün özü :Kent Parkın sahipsizliği ve kendi haline bırakılmış olması bizi ve sizi rahatsız eder.