COVİT-19 salgını ile ilgili sürecin uzaması, ortaya çıkan yeni veriler, farklı sosyal medya hesaplarından uzman olduğu belirtilen kişilerin açıklamaları, uygulamalar gibi daha bir çok konu kafaların karışmasında önemli bir etken. Kafaların böylesine karışık olmasında en önemli etkenlerin başında, doğru, sağlıklı bilgilere ulaşılamaması geliyor.  
Uzun zamandır televizyonlardaki oturumları izlemiyorum ama kısa vadeli, daha doğrusu zaping yaparken denk geldiğimde biran duraklayıp, bakıyorum. Konu Covit-19 salgını ama filanca cemaatin temsilcisi başköşede. Araştırma şirketi, sanatçı, köşe yazarı, ekonomist daha niceleri salgın konusunda ahkam kesiyor. Doğru ve gerçek bilgileri vermiyor/veremiyor. Herkes kendi alanıyla ilgili, örneğin ekonomist salgının ekonomik yönden etkilerinden ve bunların çözümü noktasında bilgiler vermesi gerekirken, uzman doktorların konusuna girip, söylemler geliştiriyor.
Gazete sayfaları da bunlardan farklı değil. Hal böyle olunca, ortalıkta kirlenmiş/kirletilmiş bilgiler alabildiğine kulaktan kolağa dolaşıp duruyor. Sağlık Bakanı tarafından günlük verilen verilerdeki ölüm olayları günlük yaşamımızı, kurallara uyup, uymama konusundaki hassasiyetimizi belirliyor. Eğer ölüm olayları artıyorsa, sokağa çıktığımızda herkesin sadece gözlerini görebiliyoruz. Ölüm olayları düşmeye başlamış ise maskeler kollarımızda, sosyal mesafemiz omuz omuza noktasına geliyor.  
Yozgat'ta geçtiğimiz haftanın son gününde yine denetimler yapıldı. Denetimlerin, daha doğrusu uygulamanın amacı sadece farkındalık yaratmaktan ibarettir. Bunu farklı yorumlarsak, kafamız hep karışık kalır.