Haydar Çavuş şehit düştü derede,
Bulunmadı cennet beden nerede?
Hep öndeydi hiç kalmadı geride,
Haydar Çavuş şehit düştü derede.
 
Yozgat vilayeti köyü Kababel,
Ağaçlık derede vurdu namert el,
Haydar Çavuş şehit düştü derede
Sanki Yunus(a.s.) oldu alıp gitti sel!
 
Birliğine tuzak kurdu İngiliz,
Küçük dere oldu sanki bir deniz,
Haydar Çavuş şehit düştü derede,
Vatan için mekân seçmez gideriz.
 
Kâh yırtık bir çarık, kâh yalın ayak,
Be gafil; dedemden de yedin dayak,
Haydar Çavuş şehit düştü derede.
Ölümüne atalarımıza uyak.
 
Sancak Çavuşu da esir olmuştu,
Haydar Çavuş sancağı da bulmuştu
Şehit düştü Haydar Çavuş derede
Sancak için derin suya dalmıştı.
 
Kurtardı sancağı arkadaşıyla,
Suda kaldı düşmanın atışıyla,
Haydar Çavuş şehit düştü derede,
Çıkamadı çaresiz kalışıyla!..
 
Canından da önemliydi sancağı,
Vatandı, devletti, namus, ocağı,
Şehit düştü Haydar Çavuş derede
Sarsın Eşrefî’nin seven kucağı.
 
                Ekrem GÜRER/
                   YOZGAT
              Eğitimci- Şair- Yazar
 
         KABABELLİ
        GAZİ SADIK
 
Dört bir yandan yine ülke sarıldı,
Yozgat ili Kababel’den çıkıldı,
Bir kuş gibi uçtu Gelibolu’ya
Sadık, Kurtuluş’a böyle katıldı.
 
Yirmisine yeni girmişti Sadık,
Bölükte herkesle oldu tanıdık,
Sadık, Kurtuluş’a böyle katıldı
Yeni baştan Gelibolu’yu yazdık.
 
Şanslı idi çarık giyen ayaklar,
Çarıksızlar yerdi taştan dayaklar,
Sadık, Kurtuluş’a böyle katıldı
Karşısında düşman denen manyaklar.
 
İngiliz hattından pusuya düştü,
Eşek arı gibi düşman üşüştü,
Sadık, Kurtuluş’a böyle katıldı
Birden hayat esarete dönüştü.
 
Sadık Çavuş esir düştü Yunan’a,
Silahsızdı, bu dokundu kanına,
Kurtuluş’a böyle katıldı Sadık
Tanış bir Rum, aldı onu yanına.
 
Bir anlaşmayla köyüne döndü,
Geldiği gün sanki bayram, düğündü,
Kurtuluş’a böyle katıldı Sadık
Düğün, bayram Eşrefî’ye her gündü.
 
             Ekrem GÜRER/
                     YOZGAT
           Eğitimci –Şair- Yazar