Ülke gündeminde kızlı-erkekli öğrenci evleri var. Önceleri bir-iki açıklama ile geçiştirileceği düşünülen konu büyüdükçe büyüdü. Fakat en son yaşanan Erdoğan-Arınç açıklamaları öğrenci evleri konusunun da önüne geçti…
Son yaşanan olayları özetleyecek olursak; Başbakan Erdoğan'ın “Kız öğrenciler, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bu, muhafazakâr yapımıza ters” açıklaması ve Yardımcısı Arınç'ın “Böyle bir konuşma yok” sözleri, Erdoğan ile Bülent Arınç'ın fikirleri arasında "farklılık mı var?" sorularına yol açmıştı…
Arınç sonunda Başbakan'a seslendi; “İkimizin sözleri arasındaki çelişkiyi düzeltmesi kendisinden beklenir...”
Arınç ile Erdoğan’ın farklı açıklamalarda bulunmaları, tabir yerindeyse ters düşmeleri ilk kez olmuyor.
Hatırlayacaksınız,  Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in “Dağda ölen PKK'lıya ağlamayan insan olamaz” sözlerine Arınç “Şahsi takdirlerimi sunuyorum” diyerek destek çıkmıştı. Erdoğan “Askerlerimizi öldüren teröristlere ağlamayız” deyince Arınç zor durumda kalmıştı.
Bu olaydan sonra Arınç, Gezi Parkı olayları sırasında da benzer bir durum yaşanmıştı. Bülent Arınç polis müdahalesini sert bulmuş ve gösteriler için “Mesaj alındı, gereken yapılacak” demiş, Erdoğan ise ekran önünden tam tersi beyanda bulunmuş ve Arınç’ı yine zorda bırakmıştı.
Son olarak da, erkekli-kızlı öğrenci evleri konusunda Arınç ve Erdoğan arasında fikir ayrılıları olduğu ortaya çıktı.
Tüm bunlar kameralar önünde yaşandığı için konuyu bilmeyen yok sanırım.
Ak Parti’nin Kızılcahamam kampında başlattığı "kızlı-erkekli evlerde kalma" tartışması daha büyüyeceğe benziyor. Muhtemelen yasalarla bu durum düzenlenecek ama ülkenin seçim atmosferine girdiği bir dönemde başörtüsü ardından patlak veren bu tartışmalar çok ses getirecek ve yankıları uzun yıllar sürecektir.
Arınç’ın açıklamaları sabır taşının çatladığını gösterir nitelikte. Kamuoyu önünde yaşanan bu tartışmalar, yapılacak üç kritik seçim öncesinde sadece hükümetin değil tüm Türkiye'nin kaderini birinci derecede etkileyecektir.
Dün ANAP’ın başına gelenler, bugün Ak Parti’nin başına gelecek mi? Yani Ak Parti bölünecek mi?
Şimdi bu sorular kafaları meşgul ediyor.
Her ne kadar, Ak Parti sözcüsü Hüseyin Çelik; “Sitem sevgiden doğar, Sayın Bülent Arınç’ın Sayın Başbakan’a sevgisinden kaynaklanan bir sitemdir bu. Bir ayrışma veya küsüşme söz konusu değildir” dese de parti tabanında neler yaşandığını zaman gösterecek.
Fakat…
11 yıldır ülkeyi yöneten bir partide “iktidar yorgunluğu” olmasını normal karşılıyorum. Bu anlamda Cumhuriyet tarihinde çatlağı en az düzeyde olan ve bu şekilde ayakta kalabilen tek parti de Ak Parti olmuştur.
Bir tarafta kızlı-erkekli tartışmalar sürerken, Ak Parti içinde de Erdoğanlı-Arınçlı dedikodular yükselecektir.
Bu görüş ayrılıklarının son bulacağını sanmıyorum. Çünkü iktidar yorgunluğu Ak Parti’yi daha çok saracaktır.