Hayatta ise kulakları çınlasın, vefat ettiyse Allah Rahmet eylesin, Yerköy ilçesinde yıllar önce görev yapan Kaymakam Halil Tiryaki, şimdiki Devlet Hastanesi'nin yakınında bulunan Halk Eğitim Merkezi Akşam Sanat Okulu'nun yıl sonu sergisinin açılışını yaptı. Yıl kaçtı tam olarak hatırlamasam da 1977-78 olabilir, yılsonu sergilerinin açılışı yapılıyordu, aradan yıllar geçti halen sergilerin açılışları yapılmaya devam ediyor. Bazen ''Boşa mı kürek çekiliyor?'' gibi vesveseye kapıldığım da oluyor.
Bağlarbaşı Mahallesi'ndeki bahçeli kurs binasından Kaymakam Halil Tiryaki ile birlikte içeriye girdiğimizde, kurs hocaları ve kursiyerler tarafından karşılandık. Birbiri ardına konuşmalar yapıldı, sonrasında Kaymakam bey kısa bir konuşma yapıp, başarılı olan kursiyerlerin belgelerini dağıttıktan sonra, eliyle işaret ederek ''Gel!'' dedi. Yanına gittim, ''Fotoğrafı sonra çekersin, birlikte sergiyi gezelim'' diyerek, koluma girdi.
O yıllarda henüz 16-17 yaşlarında bıyığı bile terlememiş, gazetecilikten çok mesleğe karşı bir sempatisi olan birisinin, kendisinden bir hayli daha yaşlı olması bir tarafa ilçenin en büyük mülki amiri, Kaymakam tarafından kolunuza girilip, sergiyi birlikte gezmek istemesinin yarattığı ortamı artık sizler düşünün.
Bir tarafta dönemin Belediye Başkanı Nafiz Faruk Erbaş, bir tarafta yüzleri kıpkırmızı olmuş genç bir delikanlı ile sergiyi gezen Kaymakam Tiryaki, sonrasında tekrar dışarıya çıkıp, kürsüye geçti, elini ceketinin iç cebine soktu, çalıştığım yerel gazetenin, ''Gelinlik kızlar kursta yaptıkları çeyizlerini görücüye çıkartıyorlar'' başlıklı haberin yer aldığı küpürünü çıkartıp, katılımcılara göstererek, ''Biz bu kursları gelinlik kızlar çeyizlerini yapsınlar diye açmıyoruz!'' diyerek, konuşmasına başladı.
Neye uğradığımı şaşırdım, sanki beni hedef gösteriyor, bana kızıyor gibi hissettim. Bunu kendisi de anlamış olacak ki, ''Seyfi'yi burada suçlamak için söylemiyorum, ama bu bir gerçek, genç kızlarımız buraya çeyizlerini hazırlamak için geliyorlar'' deyince, rahat bir nefes aldım.
Kaymakam Tiryaki konuşmasının devamında, ''Biz sizlere birer altın bilezik yaptırıp, taktık. Sizler ister bu altın bileziği bozdurun, çeyizinizi hazırlayın, isterseniz, kendi işinizi kurup, altın bileziğinizle sürekli gelir sahibi olun, burası size kalmıştır'' diyerek kürsüden indi, kolumdan tutup, ''Böle başlıklar atarsan, genç kızlarda buraya çeyizlerini yapmak için gelirler. Sergilenen el emeği göz nuru el işleri paha biçilmez, genç kızlar bunu yaparak hem meslek sahibi olurlar, hem de kazandıkları para ile çeyizlerini alırlar'' uyarısında bulundu.
Kursun açılış haberi gazetede ''Genç kızlara altın bilezik!'' manşeti ile çıktı. Ama o tarihten bu tarihe kadar halen genç kızlar, bizler o meşhur, klişe başlığı kullanmasak da Halk eğitimin kurslarına ''Altın bilezik sahibi olmak için'' değil, ''Çeyizlerini hazırlamak için'' gitmeye devam ediyorlar.