Kurban, sözlükte yaklaşmak demektir. Dinî bir terim olarak ise kurban, belirli şartları taşıyan bir hayvanı Allah’a yakınlık sağlamak ve ibadet niyetiyle usulüne uygun olarak Allah Rızası için kesmek- kan akıtmak demektir.
Kurban kesmek bir ibadet olduğundan, kurbanı ibadet niyetiyle kesmeliyiz.
“İbadet” olarak kurban kesmek konusunda Kur’ân’ın açık emri vardır, Peygamber Efendimiz’in (a.s.v) açık uygulamaları vardır. “Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes” âyetinin namazı da, kurbanı da “Rabb’in için” yapmayı emredişi apaçık bir ibadet çağrısıdır.
Hazret-i Âişe validemiz (ra) bildirmiştir ki: Peygamber Efendimiz (a.s.v), “İnsanoğlu, kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha makbul bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve çatal tırnakları ile aynen gelecektir. Çünkü kan yere düşmeden Allah’ın kabul mahalline düşmektedir. Artık kurbanlarla gönlünüz hoşnut olsun” buyurdu.
Bir diğer rivayette Peygamber Efendimiz (a.s.v): “Kurban kesen için her kıl karşılığında bir sevap vardır” buyurmuştur. Kurban nisabına mâlik olan kimsenin kurban kesmesi vaciptir. Zaruretsiz kurban kesmemek günah olur. Kurban kesmesi vacip iken, içindekilerin kurban kesmediği ev, inleyerek, sahibine beddua edip, “Kurban kesmediğin gibi Cenab-ı Allah sana iyilik yapmayı nasip etmesin!” der. O ev, o yıl belalara duçâr kalır.
Kurban kesenin evi ise, memnun olur, sahibine hayır dua eder. Bu bakımdan kurban kesmeyi bir nimet bilmelidir! Kurban kesen Müslüman, kendini Cehennemden azat etmiş olur. Kurbanın derisindeki her tüy sayısınca size sevap vardır. Kanının her damlası kadar mükafat vardır. O sizin mizanınıza konacaktır. Müjdeler olsun!
Kurbanlarınızı gönül hoşluğu ile kesin. Çünkü hiçbir Müslüman yoktur ki, kurbanını kıbleye döndürüp kessin de, bunun kanı, boynuzu, yünü, her şeyi kıyamette kendi mizanına konan sevabı olmasın.” Sevap umarak kurban kesen, Cehennemden korunur.”
“Kurban bayramında yapılan amellerden Allahü teâlâ katında kurban kesmekten daha kıymetlisi yoktur. Daha kanı yere düşmeden Allahü teâlâ, onu muhafaza eder. Onunla nefsinizi tezkiye edin, onu seve seve kesin”.
Beş cins hayvan kurban edilir: Koyun, keçi, sığır, manda ve deve. Bu hayvanlardan başka hiçbir hayvan kurban niyetiyle kesilmez. Et niyetiyle yapılan kesimler kurban yerine geçmez.. Koyun veya keçi sadece bir kişi için kesilir. Sığır, manda ve deve ise yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. İmkânlar nispetinde ortak sayısının az olması daha faziletlidir. Fakat çift ortakla kesilmez tarzında bir hüküm yoktur. Yedi kişiye kadar, duruma göre tek veya çift ortaklar bir araya gelip sığır, manda veya deve cinsinden bir hayvanı kurban edebilirler.
Ortaklar eşit paylaşmalı ve hepsi de kurban niyetiyle kesmiş olmalıdır. Birisi et almak niyetiyle ortaklığa girmiş olsa, diğerlerinin amelini de yok eder. Koyun ve keçi bir yaşını doldurmuş (iki yaşından gün almış); sığır ve manda iki yaşını doldurmuş (üç yaşından gün almış); deve de beş yaşını doldurmuş (altı yaşından gün almış) olmalıdır. Bunlardan koyun, bir yaşındakiler kadar semiz ve gösterişli olmak kaydıyla altı aylıktan sonra kurban edilebilir.
Kurban edilecek hayvan kusursuz ve besili olmalıdır. Kötürüm derecesinde hasta, yürüyemeyecek kadar zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, kulakları, boynuzları, kuyruğu, dili veya memesi kökünden kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş hayvanlar kurban olmaz. Ancak hayvanın doğuştan boynuzsuz, şaşı, topal, deli, zararsız olmak şartıyla biraz hasta, bir kulağı delinmiş veya biraz yırtılmış olmasında bir sakınca yoktur.
Alışverişte tereddüt doğuracak ve ihtilaf sebebi olacak ifadeler kullanılmaz. İfadeler net ve kesin olmak ve hile ve aldatma olmamak şartıyla, ister hayvan üzerinden, ister etinin kilosu üzerinden, alıcı ve satıcının üzerinde anlaştığı şartlarda ve şekilde yaygın ve iki tarafça da makbul usûllerle, satım ve alım işlemi yapılabilir. Rabbim Kurbanlarınızı kabul buyursun…