Ortanadolu'nun Yozgat'ında, Kırşehir'inde, Kırıkkale'sinde, Sivas'ında, Çorum'unda, Çankırı'sında her yerinde yaşayan insanlar cesur olur, yiğit olur, onurlu olur, gözü pek ve güvenilir olur bilirsiniz... Aynı zamanda garibanda…
    Hele Yozgatlılar….
    Tarih boyunca vatanın en stratejik, en çok fedakarlık gerektirecek, en gizli ve en tehlikeli görevleri bize verilir daima.
    Bir ihanet, bir kalleşlik, bir kahpelik görüldüğünde, tüm şerefsizlerin karşısına göğsünü gererek ilk Yozgatlı yiğitiler dikilir kahramanca.. Korkmaz, yılmaz, harman olur, şeref veririz kara sevdalı olduğumuz vatana.
Çünkü analar kınalayarak yollar bu vilayetten kuzularını asker ocağına.
Babalar halay çeker davul zurna eşliğinde göğsü kabararak Kardeşler buruk bir hüzün eşliğinde daha gururlu bakar ağabeylerinin kardeşlerinin ardından.
    Akrabaları, komşuları dua eder, öperek uğurlarlar süslü arabaların arkasından el sallayarak.
    Bayrak sarılı tabutlar geldiğinde Bozok Yaylası hem ciyergah olur, hem buruk bir gurur.
    Cennet yolcusu şehitinin kabrine bir avuç toprak atabilmek için birbirini ezer hemşehrileri. Şehitin değil evi, sokakları almaz insan selini.
    Unutur acısını gururundan yüreği yanık ana, baba, kardeş, bacı..
    Onur doludur Yozgat kabristanları.. Her kabristanı en azından bir şehit şereflendirmiş, her köyüne nur yağmış, Yozgat'ın adını vefa, cesaret ve kahramanlıkla anılır etmişledir bu yüce kullar.
    Ne  gurur verici bir tablo..
    Al bayrağa sarılı bir tabutun üzerinde şehadet mertebesine ulaşmış onurlu bir delikanlının omuzlar üzerinde cennete uğurlanması.
    Binlerce insanın tekbir sesleriyle ebedi istirahatgahına kadar refakat etmesi...
    Nedeni vatan sevgisi, millet sevgisi, kutsal nöbet aşkıyla fedakarlık ve kusursuz vazife..
    Her gurur, her şeref ne yazıkki durduk yerde kazanılmıyor.
    Geride ciğer acıları, yanık yürekler bırakıyor. Göz yaşlarını pınar ederek, uğradığı ocağı kurutarak, kahrolası unutulmaz bir matem bırakarak.
    İşte bu yüzden bizim Yozgat'a şehitler diyarı deniliyor.
    Yanık yürekli babaların, ciğeri dağlanmış anaların bol olduğu bir mekan olduğu için.
    Onurlu görevlerin değişmez insanları hep bu topraklardan çıktığı için.
    Üzerinde yaşadığımız vatanın kutsiyetini her Türk bilir ama en iyi bizim bildiğimiz için. Çocukluğumuzdan beri vatana ana diyerek büyüdüğümüz için…
    Askerlik anılarını anlatırken delikanlılar, sanki köylerinin mevkilerini anlatır gibi ortaklaşa bilerek anlatıyorlar Harkurk'u, Kandil'i, Şemdinli'yi, Güroymak'ı, Çatak'ı Çukurca'yı….
    Dedeleri de Kıbrıs'ta, Yemen'de, Çanakkale'de, Navarin'de, Kafkaslar'da, Suriye'de, Irak'ta, Ganiçya'da, Sarıkamış'ta her yerde harman olmuş, şehit olmuş….
    “Ey Şehit Oğlu Şehit” diye bir çağrı duyduğumuzda nedense hep bizim Yozgatlılara sesleniliyor gibi hissederiz.
    Gururlanır sahipleniriz bu sözü… Bu gurur  bize yetmez mi?...