“Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı, İnfak Vakfı ve Araştırma Kültür Vakfından oluşan Sevgi Dostluk ve Kardeşlik Platformu, ülkemizin bir bölümünde yaşanan çatışma ve bunun sonucu ortaya çıkan sıkıntıları yerinde görmek ve üzerimize düşen sorumlulukları tespit etmek üzere 8-10 Şubat 2016 tarihlerinde bir inceleme gezisi düzenledi. 
Gezi heyeti Diyarbakır, Mardin il merkezleri ile Sur ve Nusaybin ilçelerini ziyaret ederek, illerin valileri, Cumhuriyet başsavcıları ve Sur Kaymakamını makamlarında ziyaret edip detaylı bilgiler aldı.
Resmi makamların bilgileri ile yetinmeyen inceleme heyeti, Diyarbakır ve Mardin’de faaliyet gösteren 25 sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile de toplantılar düzenleyerek bölgenin nabzını tutmaya çalıştı..
Devlet ve sivil toplum yöneticileri ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgiler ve oluşan kanaatleri ilgili resmi kurumlar, basın yayın organları, sivil toplum kuruluşlarının bilgisine sunmak üzere bu rapor kaleme aldı.. 
 “Ülke sınırlarının ateş çemberi ile örüldüğü ve bu ateşin ülkemize de taşınmak istendiği tarihin bu dönüm noktasında, olaylara seyirci kalmanın büyük vebal olacağı kanaatini taşımaktayız. Görüp dinlediklerimizden çıkardığımız sonuca göre ülkemizde ve çevresinde cereyan eden hadiseler, basit bir hak isteme ve sıradan terör olayı olmanın çok ötesine geçmiş, yara derine işlemiş bulunmaktadır. Yazılı ve görsel basının, bilinçli veya bilinçsiz olarak magazinleştirdiği, basite indirgediğinin dışında ve çok üstünde, ülkemiz ve milletimiz ciddi bir tehlike ile yüz yüzedir. 
 “Kanaatimiz o dur ki ülkemizin batısında yaşayan halk kitleleri işinde ve gücünde olup gerçeği bütün boyutları ile algılayamamakta, tehlikeyi bütün boyutları ile idrak edememektedir. Takdir edileceği gibi sosyal gelişmeler uzun evrelerden geçerek oluşurlar ve tek bir sebebe de bağlanamazlar. Son iki yüzyıldır, batılı şer güçlerin sinsi çalışmalarına geçmişteki yanlış uygulamalarında eklenmesi suretiyle problem giderek büyümüş halli zor boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Zamanında yeterli ve gerekli tedbirlerin alınmaması ise yerli işbirlikçi çetelerin oluşmasına sebebiyet vermiş bulunmaktadır. Bu iç ve dış güçlerin uygulamaları bölge halkının kimyasını etkilemiş tereddütlerin oluşmasına vesile olmuştur. Toplumun çimentosu olan dini düşünce genç nesillerde zayıflatılmış, kardeşlik ve birlik bağları aşındırılmıştır.
Son silahlı kalkışmanın bastırılması esnasında devlet güçlerinin halka gösterdiği merhametli tutum halkın gönlünü kazanmaya vesile olmuştur. Bunun aksi bir tavır içine giren terör örgütünün yaptığı ahlak dışı uygulamalar ve merhametsiz davranışlar ise onlara olan sempatiyi nefrete dönüştürmüştür. Bu durum terörle mücadelede devletin elini güçlendirmiş ve inisiyatifin ele geçirilmesini sağlamıştır. Bu olumlu gelişmeye rağmen mücadele henüz başlangıç aşamasındadır ve alınacak bir yığın tedbir ve gidilecek daha uzun bir yol bulunmaktadır. 
Yaşadığımız bu olayların üstesinden gelebilmek için ilk yapılacak iş, elbette bölgede can ve mal güveliğinin sağlanması olmalıdır. Ancak sosyal olayların yönetilmesinde güvenlik tedbirlerinin tek başına yeterli olmayacağı hususu da herkesin malumudur. Tespit ve tekliflerimizi topladığımız raporumuzda da belirttiğimiz üzere olayın boyutları çok büyük ve çok yönlüdür. Bu devasa sorun sadece hükümetlerin tek başına altından kalkabileceği boyutları çoktan aşmış bulunmaktadır. Bu Milletimiz için bir varoluş mücadelesidir. Bu nedenle bütün ülkede yaşayan insanlarımız bu problemin çözümü için taşın altına elini koymalıdır.
Edindiğimiz izlenimlere göre, bölge insanımızın kahır ekseriyeti devlete olan kırgınlığına rağmen hala birlikten yana olup, kendilerine uzatılacak dost elleri sevgi dolu gönülleri beklemektedir. Bu ise doğusuyla batısıyla seksen milyon insanımızın ortak değerler üzerinden yeniden kucaklaşması ile gerçekleşecektir. Bu kucaklaşmanın sağlanabilmesi için Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Kamu  Kurumlarının ortaklaşa yürütecekleri sosyal projelere ihtiyaç vardır. Bu projeler bir vatan müdafaası ve Anadolu Kıtasının yeniden ayağa ve atağa kalkması bilinci ile hazırlanıp tüm halkımıza deklere edilmeli ve mevcut potansiyelimizin harekete geçmesi sağlanmalıdır.
İyi hazırlanacak ve uygulamaya konulacak kardeşleşme projeleri ile bölge halkının duygu dünyasında oluşmuş bulunan kırılmalar onarılacak ve milletimizin ezilen halkların umudu olarak yeniden atağa kalkması sağlanacaktır. “ (SEVGİ DOSTLUK ve KARDEŞLİK PLATFORMU- Anahaber Yorum)