Güzel olan Muhammed`i,
Sohbete hoş başlayasın,
Bu da GÜZEL`in hikmeti,
Güzellerle başlayasın.
    Yoktur gizli hiçbir sözüm,
    Sözdür mayam, sözdür özüm,
    Sensin şu dünyaya gözüm,
    Gönül, GÖREN`e bakasın.
Hemi baba ocağından,
Hemi ana kucağından,
Hem de güneş sıcağından...
Sen ki, NÛR gibi sıcaksın.
    Gönül, dalarsın hülyaya,
    O yayladan, bu yaylaya,
    Sap olmalısın baltaya,
    HUZUR VEREN`i bulasın.
Bir kelebek kanadından,
Hatta pek zarifsin ondan,
Teni saran damarlardan...
Sen YAŞATAN`a yakınsın.
    Olmak ister isen sultan,
    Verme nefsine hiç aman,
    Beni de dost bildiğin an,
    O PADİŞAH`a varırsın.
Komşu komşu yaratmış Hâk,
Ettik şu dünyaya ilhâk,
Yaşamak da, ölmek de hak,
Sen MUKADDES`e komşusun.
    Gönül fazladır iki gün,
    Hatta bir gün bile küskün,
    Sensiz olamam ben bir gün,
    Sen ki, CANLI`ya canansın.
Herkes olsa birer şöhret,
Gönül varlığına şükret.,
Ne acı sen, ne de kahret,
RIZIK VEREN hoşnut olsun.
    Olur isen kanaatkâr,
    Şu dünyada bir sanatkâr,
    Hem vefakar, hem cefakâr,
    AZAMETLİ`ye cihansın.
Bende olan şu iki göz,
Nereye bakar gel de çöz,
Söyle daima tatlı söz,
Gözler GÖRÜNEN`e baksın.
    Şu aklın kilosu boyu,
    Yoktur, hatta ne bir soyu,
    Gönül, vardır senden toyu,
    İLK ile hiç ölçülmezsin.
Şu dünyada kimi zâlim,
Kimi cahil, kimi âlim,
Gönül, acep benim halim,
Birdir BİLEN, bilir misin?
    İbret al bak karıncaya,
    Çalışan hiç kalmaz yaya,
    Olduğun yer olsa kaya,
    ŞÜKREDİLEN var bilesin.
Zordur her türlü dert çekmek,
Kurtarmaz gözyaşı dökmek,
Hayat sanki acı ekmek,
Bazen GÜÇLÜ`den de yersin.
    Eğer söylediysen yalan,
    Yaşadığın bunca zaman,
    Boşa geçtiğine inan,
    ZELİL EDEN`e kalırsın.
Yesen türlü yağı balı,
Yattığın yer olsa yalı,
Dünyadadır dünya malı,
ÖLDÜREN var ki, fânisin.
    Sen ey gönül, gel süslenme,
    Yüze bakıp heveslenme,
    Sel sularıyla beslenme,
    AFFEDEN`den red bulursun.
Olmasaydı güzel çirkin,
Bilir miydin çokla TEK`in,
Kıymetini, düşün, silkin,
Sen VEKİL`in yanındasın.
    Yere göğe sığmaz o TEK,
    Gönül kendini beri çek,
    Sen şu candan çıkana dek,
    SAYAN`dan da ayrılmazsın.
Maziyi önüne bir yay,
İyi kötüyü bir bir say,
Sana hangisi kaldı pay,
ŞEREF VEREN hoşnut olsun.
    İnsanoğlu her sıfatta,
    Aç gözünü ilk fırsatta,
    Neler vardır yedi katta,
    Sen TOPLAYAN`a bakasın.
Gönül kâh atıp tutarsın,
Pişmiş aşa su katarsın,
Hep bildiğini yaparsın,
SURET VEREN`i anasın.
    Kimin elinde senet var,
    Ne hayaller, neler kurar,
    Gönül verilmiştir karar,
    KARŞI KONULMAYANLASIN.
Gariplerin eli boştur,
Lakin gönülleri hoştur,
Gönül aşkıyla sarhoştur,
HAK- BATIL AYIRANLASIN.
    Kimine kâr, kimine nâr,
    Hem bana, hem SULTAN`a yâr,
    Gönül başka ne şey umar,
    HAKK`a da cennet mekânsın.
Uyku hatırlatır sonu,
Çoktur bilmediğin konu,
Bütün varını yoğunu,
MÜLK SAHİBİ`ne veresin.
    Vardır her şeyde bir karar,
    Azı yetmez, çoğu zarar,
    Bilemezsen neye yarar,
    FAYDA VERENLE olasın.
Ne der atalar ey gönül,
"Gönül büyüdükçe küçül"
Nice ağaçtan küçük gül,
Hep YÜCEYLE sevilesin.
    Güneş varken ışık yakma,
    Her ağaca çivi çakma,
    Kafana her şeyi takma,
    Sen İKRAM SAHİBİYLESİN.
Gönül soğuk pınarlardan,
Ne içer, ne de yer nardan,
Başına gelen zarardan...
YAPANDAN da çekersin.
    Küçücük bir kapısından,
    Çokça girer dost oradan,
    Her ovadan, her yayladan,
    SAHİP OLAN`a genişsin.
Gönül ansız gelir hak göç,
Kimliğini taşıyasın,
Divanında hesap çok güç,
Sen SEVEN`i taşıyasın.
EKREM GÜRER/YOZGAT