Bozok Sancağından  Bekir oğlu Salih,
Bişek Bucağından Gazi Salih Çavuş,
Tam on beş yıldır süren bir kara talih
Bişek Bucağından Çolak Salih Çavuş.
 
Elli yaşlarındaydı Balkan Harbinde,
Esir düştü Rus’a, hemen gecesinde,
Çaresizdi, yapacak hiç bir şey yoktu,
Tuzaklar kurmuştu Ruslar öncesinde.
 
Buna da şükrediyor yattığı yerden,
Sağ kaldıkça, gövde ayrılmazsa ser’den…
Kader ne götürür, bekler Salih Çavuş,
Dua eder Salih: -Rabbim koru şerden.
 
Rus doktor:-Kol alınacak, deyiverdi,
Biraz direndi Salih, sonra koyuverdi,
Kangren olmuş kolu çıkarıldı omuzdan
Bir hemşire önce Çolak deyiverdi.
 
Üç buçuk yıl Rus hastanesinde kaldı,
Başhekim sonra esir kampına saldı,
Kolsuz olması, serbestliği getirdi
Salih, Moskova sokaklarına daldı.
 
Moskova da bir Osmanlıyla tanıştı,
Birbirlerine hemencecik alıştı,
Osman Beyle eşi beğendi Salih’i
Kızıyla evlendi, çocuğa karıştı.
 
Esir düşeli Salih, on yıl geçmişti,
Böyle olmasını da kader seçmişti,
Esir değişim haberi geldi kampa,
Bu haberle Çolak, kendinden geçmişti.
 
Eşini, oğlunu götürmek istedi,
Aldığı cevap olumsuz hem de netti,
Bir daha yıkıldı, yaralandı Salih
Eşi ağlayarak hakkını helal etti.
 
Hayal mi, gerçek mi, neydi bu yaşanan?
Dertli göğsü bir şişip bir iniyordu,
Samsun’a geliyordu serbest başınan,
Tüm fırtınalar da birden diniyordu.
 
Tam on beş günde Yozgat’a gelebildi,
Çok bitkindi Çolak Salih çok yorgundu,,
Baltasarılar Köyüne gövdeyi atabildi,
Saç sakal karışmış, bedeni solgundu.
 
Topçunun Osman, Salih’i alıkoydu,
Altına halı,  önüne balı koydu,
-Sen benim de şerefimsin Salih Çavuş,
Sabah beraber Bişek’e salıkoydu.
 
Gelmeden Bişek’te şenlik başlamıştı,
Kafa Bekir de dünyayı boşlamıştı,
Yusuf Çavuş teselli etti Salih’i,
Gönül hazan, gönül biran kışlamıştı.
 
Bir kolunu eksik görünce aniden,
Gece, sevinçle hüzün yaşandı birden,
Sanki düğün, sanki bayram Bişek’te,
Salih’i görmeye insanlar her yerden.
 
Valide çağırdı Huriye Gelini:
“-Asıl şimdi tutak, Salih’in elini!
 -Alnı açık, başı dik geldi ya kızım,
 -Allah(c.c.)tan hediye, güzel tut dilini.”
 
 Mustafa Kemal Paşa’yı hem ziyaret,
 Olursa da ne âlâ olur ticaret,
Yusuf Çavuşla Çolak Salih başkentte,
 Kavuştular dileklerine nihayet.
 
Şehit düştü diyerek kayda geçilmiş,
Bizzat Atatürk’ten de Gazi seçilmiş,
Yok koluna madalyalar takılıp
Ömür boyu adına maaş biçilmiş.
 
Çolak Salih Eşrefî’nin de amcası,
Yurdumun solmayan gülü goncası,
Sade atmış yedi yıl misafir kaldı
Hoşnuttu  millet ondan, hatta karıncası…
 
EKREM GÜRER/YOZGAT