SADAKALARINIZI o fakirlere verin ki, onlar Allah yolunda çalışmaya koyulmuşlardır. Öteye,beriye koşup kazanmanızı dilemekten çekindikleri için tanımayanlar onları zengin zanneder. Ey Rasülüm, sen onları simalarından tanırsın. Onlar iffetlerinden ötürü, insanları rahatsız edip bir şey istemezler. Siz malınızdan bunlara ne harcarsanız, mukakkak Allah onu hakkıyla bilicidir.” (Bakara suresi:273)
Rasulü Ekrem (s.a.v.) buyuruyor (Ebu’d Derda r.a.dan) :”Ey Ebu’d Derda! Cehennem ehlinin kimler olduğunu sana bildireyim mi? Her böbürlenen kaba, büyüklük taslayan, mal toplayan, iyiliğe mani olan kimselerdir. Cennet ehlininde kimler olduğunu sana bildireyim mi? Her fakir kimse ki, Allah’a yemin etse, Allah onu doğru çıkarır.”
Peygamber (A.S.) Efendimizin bir hadisi vardır: “Yetimi sevindiren cennette benimle şöylece beraberdir.” Diyor  bitiştirdiği iki parmağını gösteriyor. Yine: “Yetim başı okşayannın o günahları adedince günahları affolunur!…” buyuruyor.
Bir başka hadiste : “Sadaka sahibinin elinden çıktığı zaman sailin eline varmadan beş kelime söyler: Az idim beni çoğalttın; küçük idim, büyüttün, düşman idim dost oldum, fani idim, baki yaptın; senin tarafından korunur idim, şimdi senin koruyucun oldum!…”buyrulur. Kimin eline mal geçmişse o malı malikül Mülkün yolunda infak etmeye baksın, şükretmeye koyulsun, hiç kimsenin ricasını geri çevirmemeğe gayret etsin!..
Ayet’i Celile de buyruluyor: “Ey iman edenler, Hak yolunda infakı kazandıklarınızın en güzellerinden ve sizin için yerden (tarım ve ziraatten) çıkardıklarınızdan yapın!..”
“Şüphesiz Allah zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre miktarı bir iyilik olursa onun sevabını kat kat artırır. Kendi canibinden başkacada pek büyük bir mükafaat verir.” (Nisa suresi: 40)
“İyiliğin mükafaatı iyilikten başka değildir!…”
Bir müslüman bir karış infakla (Sadaka) Allah’a yaklaşırsa, Allah(c.c.) da mükafaatla ona bir zira ile yaklaşır. Kul bir zira ile yaklaşırsa, Allah bir arşınla yaklaşır. Hülasa Allah’ın lütfu kerimine nihayet yoktur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyuruyor: “Her kim müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyaçlarını temin ederse Allah(c.c.)ta ona yardım eder.
Her kim müslüman kardeşinin sıkıntılarınından birini giderirse Cenabı Hak ta buna karşılık o kimsenin kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıbını gizlerse Allah(c.c.) da ahirette o kimsenin ayıbını örter!…”
Her kim eli dar olan borçluya kolaylık gösterirse Allah da o kimseye dünya ve ahirette kolaylık gösterir. Her kim bir müslümanın ayıbını giderirse Allah(c.c.)da dünyada ve ahirette o kimsenin ayıbını örter!..
Ka’b (R.a.) bildiriyor, Hz. Peygamber bana hitaben şöyle buyurdu: “Ey Kab! İnsanlar iki çeşittir. Birisi sabahleyin işine güçüne gider de kendisini kazanır, diğeri de kendisini bağlar. (Yani insan iyilik peşinde koşarsa kendisini kurtarır, fenalık peşinde koşarsa kendisini helak eder)
“Ey Kab! Namaz Hakka yakınlıktır. Oruç, ateşe karşı siperdir; sadaka ise buzun ve çiğin taş üzerinde eridiği gibi ateşi eriten, söndüren kalkandır!…”
Hz. Peygamber sadaka veren mü’minlerin elde edecekleri mükafaatı şöyle haber veriyor:
“Sadaka veren kimse verdiği sadakayla kabirinin hararetini söndürür,mü’min kıyamet gününde sadakasının gölgesinde gölgelenecektir….”
“Allah rızası için sadaka veren, sevabını da Allah’tan bekleyen kimse için; verdiği sadaka ateşe karşı bir kalkandır!…”
Mübarek günler ve gecelerde  yetimi, yoksulu ve garibi kollamak gözetmek hedefimiz olmalı. Fakire -yoksula sahip çıkıp, hayırda yarışan insanlar olmalıyız.
Kendimizi değil, fakiri, yetimi ve yoksulu düşünmeliyiz.