Bu okulda dirsek çürütenlerle birlikte, 45 yılı geride bırakmanın haklı gururunu yaşıyorum. Okul diyorum, çünkü İleri Gazetesi'ni sadece Yozgat'ın değil, bölgenin gazetecilik okulu olarak görüyorum.
Yozgat ve çevresinde gazetecilik mesleğine gönül vermiş çok sayıda insan İleri'nin sıralarında dirsek çürütmüş, bazıları bu okulda edindikleri deneyimlerle farklı meslek dallarında da başarıyı yakalamışlar.
Kimler geldi, kimler geçti diye saymaya başlasak bitiremeyiz.
İleri'nin Yozgat'a ve Yozgat basınına kazandırdıklarını kimse inkar edemez. Yolu İleri ile kesişen, az veya çok bu okulun havasını teneffüs eden her insan bu demden nasiplenmiştir.
Tabi ki çok sayıda ilke de imza atmıştır İleri…
Uzun soluklu, günlük bir gazeteden bahsederken insanın gözünün önüne o kadar çok kare geliyor ki…
Geçen gün fotoğraf arşivini tararken dünden bugüne ne çok şeyin değiştiğine gözlerimle şahit oldum.
Konuya kendi açımdan baktığımda, benim için büyükbaba mesleğinin sembolü olan kalemi elime aldığımda henüz askerliğini yapmamış bir delikanlıydım.
Askerlik, evlilik, babalık gibi duyguları birbiri ardına yaşarken, zamanın nasıl da hızlı geçtiğini fotoğraf arşivine gözatarken daha iyi anladım.
Hani biz bile eskimişiz vesselam…
Ama İleri dünkü gibi ayakta ve en önemlisi de aynı çizgide yayın hayatına devam ediyor.
Yıllar İleri'yi eskitmemiş, daha doğrusu eskitememiş…
Hemen hemen herşeyin değiştiği, kılıfına uyduğu - uydurulduğu günümüzde, yerel bir gazetenin ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam etmesi, çizgisini bozmaması ve dimdik yıllarca ayakta kalması kolay değil.
Bu sözlerimi en iyi bu mesleğe yeni başlayanlar anlayacaktır.
Günlük gazete çıkarmanın dışardan göründüğü gibi kolay bir iş olmadığını bu mesleğin içine girip de anlayan - yaşayan tüm meslektaşlarım elimizin üzerinde duran taşın ne kadar büyük olduğunu çok iyi bilirler…
İşte biz Yozgat için elimizi o taşın altına soktuk. Yozgat'ın çıkarlarını kişisel çıkarlarımızın önünde tuttuk.
Kim ne derse desin, sonuna kadar elimizi taşın altından çıkarmaya da niyetimiz yok.
Vay be! 45 bitmiş, 46 olmuş… 
Oysa 32 miydi, yoksa 33 müydü ilk yazımı kaleme aldığımda…
Sanırım 1999'du...
Yıllar ne de çabuk geçmiş…
Nice yıllara İleri…
Eğilmeden, bükülmeden, taviz vermeden geçirdiğin uzun yıllara yenilerini ekleyeme devam et...