Vefa, sevgide devamlılık demektir. Vefa demek, ihtiyaç hâlinde ona yardım etmektir. Arkadaş, öldükten sonra, onun çoluk çocuğunu, yakınlarını sevmek, onlarla ilgiyi kesmemek de vefadandır. Müslüman vefakâr olur. Vefakâr olmanın, yani sırf Allah rızası için sevmenin mükafatı büyüktür. 
Vefa, dostlukta, bağlılıkta sebat etmektir. Arkadaşa yaptığı iyiliği az görmek, onun yaptığını çok bilmek vefadandır. Vefa demek, gerek hayattayken ve gerekse öldükten sonra sevgi ve ilgiyi devam ettirmek demektir. Ölen bir kimseye az bir vefa göstermek, hayatta yapılan çok iyiliklerden daha makbuldür. Çünkü insan, hayattaki arkadaşına bir iyilik edince, belki bir karşılık bekleyebilir. 
Öldükten sonra yapılacak iyiliğe riya karışması zor olur. Ölüler için dua ve istiğfar edilir. Yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır. Hayattaki akrabalarına, dostlarına iyilik edilir. Peygamber efendimiz, ihtiyar bir kadına ikramda bulundu. Sebebini soranlara,  “Bu kadın, Hatice hayatta iken bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir” buyurdu.
Vefa tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Samimi inanan insan vefalıdır, sadıktır. Rabb’inin rızasını kazanma yolundaki engel ve zorlukları aşmak için azimle çaba harcar, yapması gerekenleri titizlikle yerine getirir. Bu anlamda vefa ve sadakat, müminlerin yaşamları süresince ihtiyaç duydukları ve kendilerine Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak olan üstün ahlak özellikleridir. Sevgi, şefkat, merhamet, hamiyet, yiğitlik ve vefa gibi duygular müminlerin silahıdır. Bu duygular, Kur’an ahlakını yaşama yolunda diğer insanların da şevklerini tetikler, coşkularını artırır.
Sevgi, Allah rızası için olmalı, insan sevdiğini Allah’ın tecellisi olarak sevmelidir. Bu sevgide şefkat ve koruma hisleri hakim olmalıdır. İnsan sevdiği kişiyi sağlığında da hastayken de sevmeli hatta hastayken ya da yaşlandığında daha fazla sevgi duymalıdır. Sevgi Allah rızası için olmadığında ise bir hastalık ya da bir kaza durumunda kişinin dostları birer birer yaşamından çıkar.
Vefalı insan, beklentisi olmayan, çıkar gözetmeyen kimsedir. Müminin özverisi ve vefası; onun, Allah’ı kendi nefsinden, yaşamından ve sahip olduğu maddi manevi herşeyden daha çok sevdiğinin açık göstergesidir. O, Allah’ın sevgisini kazanabilmek için, içinde asla burkuntu olmadan herşeyini yolunda feda edebilir. Canı, malı ve herşeyi ile Rabb’ine teslim olmuştur.
Vefasızlık şeytanın hoşuna gider. Mesela arkadaşlar arasındaki sevginin azalması, kırgınlığın zuhur etmesi şeytanı çok sevindirir. Şeytanı sevindirmemek, onun oyununa gelmemek için vefakâr olmalı, arkadaşın kusurlarını fazilet, hakaretlerini de iltifat kabul etmeli. İki arkadaştan biri, diğerine sert bakınca, şeytan sevinip oynar. Allahü teâlâ, “ Şeytan, aralarını bozmaması için, kullarım güzel konuşsun!” buyuruyor…Vefada sadık dostlukta kalıcı itimatta candan davrananlara selam olsun..

RUHİ BAKIR HOCAMA…. 

Uzun yıllar birlikte çalıştığım  Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinde” en yakın desteğini dostluğunu ve vefasını yaşadığım eğitim sevdalısı Zübeyde Hanım Kız Teknik Meslek Lisesi Müdürü Ruhi  Bakır Hoca geçirdiği ani  bir rahatsızlık  sonucu şeker komasına girmiş olup,  yoğun bakımda cihazlara bağlı olarak yatmaktadır.      
Kendisini birkaç kez  ziyarete gittik  ancak cihaza bağlı olarak uyutulduğu için göremedik. Rabbim onu bize ve çocuklarına bağışlasın….Ölümün kıl payı yakınımızda hissedildiği durumda sığınacağımız liman şüphesiz ki İlahi  limandır.Onu Allaha  emanet ederken sevenlerine ve dostlarımıza sabırlar temenni ediyoruz. Şafi olan Allahım hem Ruhi Hocama hem de tüm hastalarımıza acil şifalar versin. Yüzde bir umut da olsa ilahi bir mucize bekliyor, Ruhi Hocamın sağ -salim aramıza dönmesi için dua ediyoruz.