Terörün asli hedefi, huzur kaçırmaktır. Toplumun güvensiz ve şüpheci olması istenir. Bilgi kargaşası yaşanır. Dedikodu kazanı kaynatılır, komplo teorileri havada uçuşur. İnsanlar, aileler endişeye kapılır, evine kapanır. Sokaklar, meydanlar, işyerleri boşalır. İkili konuşmalar çoğalır, herkes birbirine bilerek ya da bilmeyerek korku aşılar. Dış sermaye beklemeye geçer,  iç sermaye kabuğuna çekilir. Ekonomi daralır, ticaret zayıflar. Siyasetçi sertleşir, devlet otoritesini artırmak ister. Otorite baskısı rahatsız kesimleri sokağa ve eyleme yöneltir…

Kısır döngü başlar. Terör eylemi,  güvenlik tedbirlerinin artırılması sonucunu; bu sonuç ta kaygıların artmasını sağlar. 
Terör, toplumun en hassas olduğu noktaları bulur ve oradan vurur. Sevilen ve sembol olmuş insanlara suikastlar yapılır. Günlük hayatın sürdürülmesine engel olacak şekilde insanların toplu olarak bulunduğu yerlere bombalar konur. En iyi korunan yerlerde bile olaylar yaşanır. 

Siyaset tıkanır, Devlet çaresiz kalır. 
İşte bu anlarda, büyük bir değişim yaşanır. Bazen darbe olur, bazen iktidar değişimi yaşanır. Toplum kesimleri yeniden şekillendirilir. Ekonomik paylaşımda, kişiler ve hisseler değişir. Kartlar yeniden dağıtılır. 

Tarih: 31.Mart.2015 
Saat: 10.36
Yer: Tüm Türkiye

Tarihimizin en büyük elektrik kesintisi yaşandı. Ülkenin tamamında hayat durdu. Fabrikalar, işyerleri, evler, okullar, ulaşım, iletişim… Her şey ama her şey etkilendi. Büyük devlet olmak ve dünya lideri olmak söylemimizin şalteri indirildi.  Sebebi hakkında bugün dahi net ve doyurucu açıklama yok. TEİAŞ genel müdürü istifa ettirildi. 
Ne oldu? Huzursuzlandık. Kim yaptı, niye yaptı, sebep ne, yetkililer nerede, işler ne olacak? Panikledik. Doğru yanlış haberlerle kafamız bulandı. Kaygılar aldı yürüdü.

Tarih:31.Mart.2015
Saat:11.46
Yer: İstanbul-Çağlayan Adliyesi.

Tüm toplumun ilgilendiği, özel ve önemli bir dosyaya bakan savcı, devletin kalesinde iki terörist tarafından rehin alındı. Pazarlıklar sonuç vermedi. Savcımız şehit edildi, teröristler öldürüldü. 
Devletin savcısına, üstelik adliyede böylesine bir eylem yapılabildiğine göre vatandaşa neler yapılamazdı ki?  Güvende değildik. Can ve mal güvenliğimiz Allah’a emanetti. Oluşla ilgili olarak tam ve güven veren bir açıklama yok. Çelişkili haberler var. 
Savcının koruması on gün önce çekildi mi? Elektriklerin kesilmesi ile eylem arasında bir bağ var mı? Savcının vücudunda beş mi on mu mermi izi var? Soruşturmanın beşinci savcısı, işini iyi yaparken neden hedef seçildi? Berkin Elvan’ ı öldürenleri tespit etmek üzere miydi? 
Hepimiz sarsıldık. 

Tarih:5.Nisan.2015
Saat:22.15
Yer: Trabzon-Sürmene.

Ülkenin en büyük futbol takımlarından birisinin otobüsüne maç dönüşü silahlı saldırı yapıldı. Şoför hedeflenerek açılan ateşte otobüs devrilmekten son anda kurtarıldı. Tüm kafile ölümden döndü.
Toplumun tümünün ilgisini çekecek bir eylem yapıldı.  Sadece Fenerbahçeliler değil tüm Türkiye haberle ilgilendi. Herkesin merakı çekildi. Endişeler arttı. Maçlar ertelendi. Sosyal hayat darbe aldı. 
Bir haftada birbirinden önemli üç eylem yaşanıyor. 

 Terör amacına ulaşıyor. Korku, panik, kaygı, endişe topluma hakim oluyor.
Geçen haftaki yazıma bağlayacak olursam; demokratik olmayan yöntemlerle demokrasi tarihimizde yeni bir periyoda giriliyor.  
Siyasete, kim, hangi güç, nasıl bir biçim vermeye çalışıyor? Bu sorunun cevabını kimse bilmiyor.