Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya Aşık oldum,
Onun için inilerim
Benim adım dertli dolap,
suyum akar yalap yalap
Böyle emreyledi CALAP,
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular,
Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler,
derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyım,
Ne tatlıyım ne Acıyım
Ben Mevlaya duacıyım,
Derdim vardır inilerim
Şol dülgerler beni yondu,
her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi,
Derdim vardır inilerim
Yunus burda gelen gülmez,
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz,
Derdim vardır inilerim.
Yunus Emre
CALAP : Allah
ONLAR ORUÇ TUTMADILAR
Peygamberimiz bir gün ashabına oruç tutmalarını emrederek: - Ben izin vermeden kimse orucunu açmasın, buyurur.
Herkes orucunu tutar. Akşam olunca, teker teker müracaat edenlere, iftar müsaadesi verir. Bu arada bir adam gelerek:- Ya Resulullah! İki genç kız oruç tuttu ve yoruldular. Zat-i alinze gelmeğe utanıyorlar. Müsaade buyurursanız iftar etsinler, dedi. Resul-i Ekrem (s.a.v.) müsaade etmedi. Adam iki defa daha geldi. Sonunda Resulullah (s.av.)
- Onlar oruç tutmadılar. Bütün gün insanların etini yiyenler, nasıl oruçlu olurlar? Git onlara söyle: Oruç tuttularsa, istifra etsinler bakalım, buyurdu.
Adamcağız gitti, gerekeni söyledi. Onlar da denileni yaptı ve kan parçaları kustular. Adam Resülullah Efendimize dönerek vaziyeti bildirdi. Bunu üzerine Peygamberimiz (s.a.v.):
- Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki; eğer kusmayıp bu kan parçaları midelerinde kalsaydı, onları cehennem ateşi yerdi.