Yedi düvele, dünyanın en güçlü ülkelerine karşı savaşmadık mı?
Ülkemizin her yeri işgal altındayken karış karış mücadele ederek toprağımızı geri almadık mı?
Tüfeğe karşı kürek sapı, topa karşı eskimiş tabanca ile mücadele vermedik mi?
Üstelik bu KURTULUŞ savaşını, yokluk, açlık, imkansızlık içinde vermedik mi?
***
İki üç kuşak geriye gittiğinizde hepimizin ailesinden hazin hikayeler dinleriz.
Her evden ya şehit vardır ya gazi yada bugün Suriyelilerin yaşadığı gibi acı bir göç hatırası. Bu kadar doğrudan yaşadığımız, hissettiğimiz, içinde olduğumuz acının, mücadele azminin ve geçmiş hayatımızın unutulması elbette ki mümkün değil.
Magazin dünyasına dalıp meşgul olsak ta, tuttuğumuz takımız attığı gole odaklansak ta, siyasetin soğuk, bıktırıcı, karanlık, iç sıkıcı, çözümsüz girdaplarında boğulsak ta unutmayın! Bizim bir gerçeğimiz var: BİZ DÜNYANIN EN DEĞERLİ CUMHURİYETİNİ 92 YIL ÖNCE KURDUK.
Bu hatırayı, bu bilinci, anlamadıkça ve aktarmadıkça ne atalarımıza layık bir nesil nede çocuklarımıza örnek bir kuşak olamayız.
***
İnsanımızın, milletimizin, ülkemizin geçirdiği evreleri unutmamak gerekir ki Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatabilelim.
Unutmayalım, gerçek anlamda demokrasiyi Cumhuriyet zemininde yakaladık. Çok partili hayata Cumhuriyet ile geçtik.
Kadınlarımız asla unutmasın ki Ortadoğu kadınının bugün elde ettiği seçme ve seçilme hakkını bizim kadınımız onlarca yıl önce kazandı.
Okuma yazma oranını , okullaşmayı , üniversite sayılarını üst seviyelere Cumhuriyet ile taşıdık.
Dünyanın en büyük 17. Ekonomisi olmak imkanını Cumhuriyet ile yakaladık.
Tarım arazilerinin verimli kullanımından toprak reformuna, modern hayvancılıktan, madenlerin işletilmesine, kabotaj hakkından turizm patlamasına kadar her gelişime Cumhuriyetle şahitlik yaptık.
Modern hukuk sistemini, mahkemeler teşkilatını Cumhuriyetle kurduk.
Daha yapacak çok işimiz var. Eskiden aldığımız mirası geleceğe daha iyi aktarmanın bir yolu var: Bir ve beraber olarak Cumhuriyetimize sahip çıkmak.
