SEVGİLİ Yozgat’ım, 
Nasılsın memleketim? Otur şöyle yanıma, hasbihal edelim. Sen söyle, ben dinleyeyim; ben söyleyeyim, sen dinle! Kimse anlamıyor be bozkırın gülü, halden kimseler anlamıyor. Aramızda dağlar, aramızda yollar mı var? Gönlümün efendisi, olsun dağlar, aşılır yollar. 
Bu aralar, hiç tadım tuzum yok desem merak eder misin beni? Ne evimi caddeye bağlayan yol aynı yol, ne İstanbul aynı İstanbul. Sızım sızım sızlıyor yürek bu aralar. 22 yıl yaşadığım İstanbul, hiç bu kadar ağır gelmedi omuzlarıma. Merhameti yokmuş bu büyük şehirlerin.
Sevdasına sığındığım Yozgat’ım, bir sen anladın beni. Vefalı yârim, bir kez daha sığındım sana!
Biliyor musun? İstanbul, hiç bu kadar ağır gelmedi omuzlarıma!
Kadıköy sahilinde denizin mavisine dalıp gitmek, vapurun dümen sesine karışan martıların kanat çırpışlarını izlemek, nasıl keyif verirdi oysa.
En heybetli martının kanadından tutmak, denizin mavi sularından süzülerek Eminönü’ne gitmek ve balık ekmek yiyip geri dönmek…
Ve bu yolculuğu her defasında bir başka martıya sarılıp yaşamak…
Gözlerim kapalı oturduğum bankta, arkamdaki insan seslerine kulaklarımı tıkayıp; martı, deniz, vapur üçlüsüyle İstanbul’u yaşamak…
İstanbul, hiç bu kadar ağır gelmedi yüreğime!
Evimle hastane arası dokuduğum mekiğin hüznünü yaşadığım bu günlerde; İstanbul, çok ağır geldin yüreğime!
Hastane odasına hapsolmuş yüreğim; martılara, denize, İstanbul’a isyan ediyor şimdilerde. Canımın parçası sessiz sedasız uyuyor. Hastane koridoru tüm kasvetiyle inadıma uzayıp sonsuzlaşıyor. Koridor uzuyor, İstanbul küçülüyor.
Dev İstanbul, ufacık şimdi!
İstanbul, hiç bu kadar ağır gelmedi gözlerime!
Yağmurlar yağıyor gözlerimden İstanbul’a, bazen de İstanbul’dan gözlerime. Yağmurlar yağıyor yüreğime. Güzellikler kayboluyor seller arasında. Uzanmak, tutmak istiyor yüreğim; kaçmasın, kovala diyor bedenim.
Sevdiklerimi alma İstanbul! Sele verme, yıldıza katma, alıp götürme…
Can Yozgat, canan Yozgat, dertler devleşiyor bu şehirde.
Derman toprağında, bir tas suyunda!
“15 Temmuz günü İstanbul’da bir hastanede gözyaşlarımla yazdım bu yazımı. Çok sürmedi 5 Ağustos’ta vefat etti canımın parçası. Bugün günlerden 24 Eylül, gönlüm yasta.”