STRES, çağımızın en büyük problemi ve belki de çoğu hastalığın zeminini hazırlayan önemli ve üzerinde durulması gereken bir konu. Stres daha çok, yapılacak işlerin çoğalması, kendimize ve dinlenmeye ayırdığımız zamanın azalması, maddi değerlere daha çok yönelme ve manevi değerlerimizi ihmal etme gibi durumlardan kaynaklanan özel bir durumdur.
Uzun süren stres, tıpkı bir tırtılın yaprağı kemirmesi gibi vücudu gittikçe çökertir ve sonucunda birçok hastalık ortaya çıkabilir. Klinik tecrübelerime göre kanser, kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkları, hatta düşmek bilmeyen inatçı kolesterol dahi kronikleşmiş stresin sonucu olabilir. Ağrılar: Bel, boyun, sırt ağrıları; migren ve gerilim tipi baş ağrıları… 
Kalp ve damar hastalıkları: Stres yaşayan kişide gözlenen kalp atışlarındaki hızlanma, kan basıncındaki artış, bir tür damar sertleşmesi olarak bilinen “ateroskleroz” hastalığının gelişmesinde hem öncü hem de ilerletici rol oynadığı biliniyor. Obezite: Stres altındayken daha çok hamurlu, şekerli ve yağlı gıdalara yöneliyoruz. Mide hastalıkları: Reflü, gastrit ve hazımsızlık. Strese bağlı olarak yağlı, şekerli gıdaları, çayı ve kahveyi çok tüketmek de mideyi hasta ediyor. Bağırsak hastalıkları: Rahatsız Bağırsak Sendromu (İBS), gaz, kabızlık, ishal. Cilt hastalıkları: Zona, sedef, ürtiker, saçkıran, egzama. Uyku bozuklukları: Stres bazı kişilerin uykuya dalmasını zorlaştırırken bazı kişilerin de uykuya meyilli olmasına yol açıyor.
Bağışıklık düşüklüğü: Stres altında bağışıklık sistemimiz zayıflar. Vücut enfeksiyon hastalıklarına daha açık hâle gelir. Hafıza problemleri: Stres hormonları beynin hafızayı kontrol eden bölümünün işleyişini bloke ediyor. Unutkanlık artıyor. Elektronik etkilenmeyle birlikte; baş ağrısı, baş dönmesi, işitme ve görme problemleri artış gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında bu teknolojik aletleri daha etkin ve sağlıklı kullanmak, stres düzeyini ve bunların vücuda olan olumsuz etkilerini azaltıyor. Günlük yaşamda maruz kalınan manyetik alanların beyin tümörlerine neden olduğu belirtiliyor.
Stresi en aza indirmek sağlıklı bir sinir sistemi açısından da büyük önem taşıyor. Stresle baş etmenin en iyi yolunun, kişide strese neden olan şeyleri fark edip kontrol altına almak olduğu belirtiliyor. Olumsuz etkilerden kurtulmak için; “Derin nefes almak, zamanı iyi kullanmak, sosyal  ortamlarda bulunmak, duyguları konuşarak ifade etmek, hobiler geliştirmek, gerçekçi hedefler belirlemek, spor yapmak ve sağlıklı yaşam kurallarına uymak gerekiyor.
Stresle başa çıkmak için çok çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ancak belki de en önemlisi yaşadığımız dünyadaki her olayın, biz o an anlam veremesek de, kişisel gelişimimiz için anlamlı bir nedeni olduğunu ve dolayısıyla acı veya stres dolu olarak adlandırdığımız bazı negatif enerji şoklamalarının da ruhsal gelişimimizin bir parçası olduğunu kabul etmektir. Strese karşı en uygun ve rahatlatıcı adım, bulunduğumuz durumu kabullenmekten geçer. Mevcut durumu sakinlikle ve olgunlukla kabullenmeyi başardığınız zaman sürtüşmeler de büyük ölçüde azalır, böylece istenmeyen mevcut durum çok daha kolay aşılmış olur.
Stresin artmasına yol açan önemli etkenlerden biri de hayatta aşırı isteklerde bulunarak ve sürekli onların peşinden koşmaya çalışarak kendimizi gereğinden fazla yıpratmaktır. En doğrusu kaldırma kapasitemizi bilmek ve ona uygun bir yaşam tarzı seçmektir. Ara sıra da olsa kendi içimize ve özümüze dönmek stresin büyük ölçüde azalmasına yardımcı olur. İnanç, ideal, hayatı anlamak, orta yolu tercih etmek, kanaat ve sabır sahibi olmak stresi frenleme motorlarıdır.