Göğ göcektim, gündönümü sararttı
Firez diye yakıyorlar çabuk gel
Vicdansızlar gözlerini kararttı
Can evimi yıkıyorlar çabuk gel
Bir sam vurdu habersizce, hayınca
Hangi dağ dayanır bu kadar hınca
Dışlığım gelmiyor sen olmayınca
Kara yere sokuyorlar çabuk gel
Mart Dokuzu ümidimi çaldırdı
Körpe, filiz dallarımı yoldurdu
Aprıl Beşi neyim varsa soldurdu
Toprağımdan söküyorlar çabuk gel
Her mektupta, her avazda, her ünde
Akıl susar, gönül zaten sürgünde
Hem çiy düştü hem kırağı bir günde
Beyaz ateş döküyorlar çabuk gel
Haziranda Koç Karını yağdırdın
Can özüme ayazını değdirdin
Bir çınardım, eğilmezdim, eğdirdin
Hasretinle büküyorlar çabuk gel
İbibik atınca dokuz taşını
Hem beni yedirdi hem de başını
Su eyleyip gözlerimin yaşını
Teneşirde yıkıyorlar çabuk gel
KENAN ÇARBOĞA
TÜRK GENÇLİĞİNE
Ey yiğit Türkoğlu haydi kalk, davran
Kalkmazsan bin türlü belalar bekler
Vahdete susamış yüz binlerce can,
Kalplerde asırlık çileler bekler
Umudu, ışığı milletin, dinin
Sensin ancak sensin, bu görev senin
Üstünde dikilen beyaz kefenin
Önünde engeller, kaleler bekler
Kudüs’te yuvası yıkılanın var
Tebriz’de boğazı sıkılanın var
Kaşgar’da Kur’an’ı yakılanın var
Kerkük’te babasız balalar bekler
Sancağını çekip bir çıksan öne
Âleme nizamı getirsen yine
Ok sadağa girmez, kılıçlar kına
Kargılar, kalkanlar, palalar bekler
Uslanmaz bir yürek, yorulmaz beden
Bismillah diyerek menzile giden
Şaha kalkmak için aşkla yeniden
Dor atlar, kır atlar, kulalar bekler
Ey yiğit Türkoğlu haydi kalk, davran
Kalkmazsan yerinde köleler bekler
Seni yeryüzünden kaldırmak için
Oyunlar, tuzaklar, hileler bekler
KENAN ÇARBOĞA
MİZAÇ MESELESİ
Ben kimseyle kavga etmek istemem
Çünkü bilmem barışmayı arkadaş
Düşünmedim bugüne dek beylerle
Yolsuzlukta yarışmayı arkadaş
Boyun bükmek bir papaza bir şaha
Ağır gelir hem bedene hem ruha
Amentü’yü kesip kırpan güruha
Zül sayarım karışmayı arkadaş
Bir soysuzluk varsa kulun kanında
Çıkar elbet bak eninde sonunda
Halkı soyup hem de halkın önünde
Beceremem kırışmayı arkadaş
KENAN ÇARBOĞA