KORONA virüs ile mücadele kapsamında alınan tedbirler doğrultusunda maskemizi taktık, sosyal mesafeye uyduk, temizlik kuralları konusunda gerekli hassasiyeti gösterdik. Bunun sonucunda da zirve yapan korona virüsü alt etmeye ramak kalmıştı. Ama yine olmadı. Normalleştik.  
Korona virüs tedbirleri kapsamında uygulamaya konulan ve zorunlu olarak uyduğumuz kurallar her açıdan bizlerin toplum olarak yararımıza olan kurallardı. Olması gereken kuralları alışkanlık haline getirmedik/getiremedik. Normalleşme süreci başladığı günden itibaren, 'bana bir şey olmaz!' anlayışı ile maskelerimizi kolumuza taktık, sosyal mesafe kuralını hiçe sayıp, sarılıp, öpüştük, temizlik konusuna ne kadar uymaya devam ediyoruz, orası bize karanlık.
Düğün törenleri yaptık, salonları doldurduk, 'bir daha mı düğün yapacağız!' mazeretine sığındık. Cenazemiz oldu 'ayıp olur gitmezsem, yarın da benim cenazeme gelen olmaz!' anlayışla, taziye evlerini doldurduk. Bir kişinin taşıdığı virüs bin kişiye bulaştı. Bir kişinin hatasının faturası tüm topluma kesildi. Yasaklar devreye sokuldu.
Yozgat, ilk günden itibaren korona virüs konusunda zirveyi pek görmedi. Ama son dönemlerde, düğünlere, cenazelere getirilen kısıtlamalara uymadık. Halaylar çekip, taziye evlerinde baş köşelere kurulduk. Sokakta maskemizi kolumuza taktık. Bunun sonucunda önce yaşlılara kısıtlama ve yasak konuldu. Ardından, yasakların kapsamı genişletildi. Düğünler yasaklandı, maske takılması zorunlu hale getirildi.
Kurallara uysaydık, salgın yeniden zirve yapmasaydı da, düğünlerimizi yapmaya devam etseydik. Şimdi daha mı iyi oldu?..