MAKAM masasının üzerindeki cam sülahiye uzanıp, hafiften yukarıya kaldırdı, 'Ben de şebeke suyu içiyorum. Çok kaliteli bir su, kim diyorsa içilmez diye yalan söylüyor' dediğinde, fark etti sülahinin boş olduğunu.. Elini masanın altına götürüp, zile bastı.. Kapıda beliren odacıya, 'sülahiyi musluktan doldurda getir!' talimatını verdi. odacı çıktı. Su muhabbeti tüm hızıyla devam etti..Suların hergün klorlanıp, göletlerin de ekipler tarafından kontrol edildiğini anlattı. Hatta, hergün sudan numuneler alınıp, laboratuvarlarda tahlilerinin yapıldığını, tüm tahlil sonuçların olumlu, sağlıklı çıktığını ifade etti. Odacı elinde boş sülahi ile kapıda tekrar belirince,  'sular mı kesik?' diye sordu. Odacıdan, 'hayır efendim, alandan doldursam daha iyi' diye, ezilip, büzülürken, sinirlendi, 'musluktan doldur getir, alandan istesek söyleriz!' diye çıkıştı.. Öfkesi, odacının kapı önünden kaybolması ile biraz inişir gibi oldu, sonra su sohbeti kaldığı yerden, biraz da gergin havada devam etti...

SALGIN VAR!...

Yozgat'ta o yıllarda hastane ve sağlık ocakları ishal vakalarından geçilmiyordu. Kirazlı-1 Göletine giren eşeğin öldüğü, yeni devreye sokulan Kirazlı-2 Göletinde ise bölgede bulunan ahır ve çiftliklerde beslenen hayvanların su içerken, dışkılarını bıraktığı konuşuluyordu. Sağlık Müdürlüğü, ıshalin şebeke suyundan kaynaklandığınının altını ısrarla çizip, 'su kirli' açıklamasını yapıyordu.. Bunun üzerine, gölete gittiğimizde Kiraz-2 Göletinin içerisinde ve çevresinde büyük-küçükbaş hayvanlarla karşılaştık. Fotoğraflarını çektik... 
Haberi yapmadan önce ulaşmaya çalıştığımız Belediye Başkanı Cemil Çiçek il dışında olduğundan, başkan yardımcısıyla yaptığımız görüşmede, 'bu konuda başkanla konuşun!' uyarısıyla karşılaştık. Bizde haberi mevcut bilgilerle vermekle yetindik. Geniş yer buldu, ulusal basında. Başkan Çiçek, haberle ilgili açıklama yapmak üzere makamına davet etti, bizleri... Israrla hastanelerde görülen ishal vakalarının sudan kaynaklanmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip, Kirazlı-2 Göletindeki hayvanların sahiplerine ise ceza yazılıp, uyarıldığını  anlattı..  

SU TEMİZ İÇERİM!...

Başkan ile sohbet ederken, kapıda odacı belirdi. Cam sülahi içerisindeki su sarıya çalıyordu. Başkan Çiçek suya baktı, 'Suyun rengi yağmurdan. Yoksa bu su kaynak suyu, topraktan süzülüp geliyor' diyerek, sülahiyi masaya koydu. Uzandım, bardağı doldurdum.. 'Bu su içilir mi?' diye yönelttiğim soruya, bardağı eline alıp, 'içilir tabi !' diye karşılık verdi. Hemen devreye girip, 'Hadi için o zaman' dedim. Tereddüt etmeden suyu içmeye başladığında 3 kare fotoğraf çekebildim.. Bir kaç gün sonra haber Cemil beyin açıklamaları doğrultusunda gazetelerde geniş yer buldu...

MECLİS HAYALİ!...

Cemil bey, Milletvekilliği için veto yemiş, sonrasında Belediye Başkanı seçilmişti. Genel seçimlerde milletvekilliğini düşünüyordu. Turgut Özal, Cemil bey ile birlikte Konya Belediye Başkanının görevini bırakıp, aday olmasına onay vereceği konuşuluyordu. İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesi Cağaloğlu'daki binasında konu açıldı. Pazar Ek'i için mizahi bir konu aradıklarını söylediler. Fotoğrafları gösterdim, çok beğenildi. Fotoğrafların altına 'Milletvekilliğin üzerine soğuk su içtim sanıyorlar ama yanılıyorlar' şeklinde bir yazı yazdık. Yayınlandı.. Hafta içerisinde Cemil beyin adaylığı kabul edildi. Ankara'ya gitti, daha da gelmedi...