Uuzun süredir yazmak istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. İşin içerisinde unutkanlık da var elbette. Dün Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden gelen açıklama ile aklıma düştü. 
Öncede bahsettim, Yozgat'ta doğup, büyüyen nesillerin büyük çoğunluğunun Yozgat'ı tanımaktan çok uzak olduğunu. Bunun birden fazla nedeni de var. İlçelerde, köylerde, beldelerdeki gençler, Gençlik Merkezi programları kapsamında Yozgat'a getirilip, gezdirilmesi gerçekten çok acı bir durum.
 Yozgat'ta eğitim veren kurumlar, yıl sonu geldiğinde öğrencilere yönelik gezi programları düzenlemeyi alışkanlık haline getirmiş durumdalar. Yurdumuzu tanımak, tanıtmak elbetteki gerekli. Yurdunu tanımıyorsan, gelişimini sürdürme şansını da kaybeder, televizyon dizilerinden yansıyan görüntüler karşısında hayıflanır durursun.
O nedenle yurdun her karış toprağının tanınması, tanıtılması gerektiğine yürekten inanıyorum. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri'nin de bu bağlamda Yozgat'tan çıkıp, Şanlıurfa'ya kadar gitmiş olmasını da takdirle karşılıyorum.
İtirazım, ''Neden gittiniz, gidiyorsunuz?'' şeklinde değil.
Şanlıurfa'ya götürülen üniversite öğrencileri, Kapadokya'ya, Karadeniz'e Ege'ye, Çanakkale'ye götürülün genç nesiller arasında kaç tanasi Yozgat'ı tanıyor, kaç tanesi Yozgat'ın tarihi ve turistik bölgelerine götürülüp, gezdirilmiştir? Sorusuna yanıt bulamıyorum. Buna da itiraz ediyorum.
Haksız da olabilirim...
Ancak bunu birilerinin söylemesini bekliyorum. Neden haksız olduğumun söylenmesi durumunda, yanlış bilgi donanımlarımdan kurtulmuş olurum.
Yozgat'ta Kazankaya Kanyonu diye bir yer var. Akdağmadeni ilçesi adeta açıkhava müzesi gibi. Boğazlıyan-Çayıralan bölgesinde tarihi mekanlar mevcut. Sorgun'da Kararız, Kerkenez, Yozgat merkeze bağlı Büyük Nefes'te antik kent kalıntılarından kimin, nasıl haberi var?
Abartılı görülebilir ama Yozgat'taki eğitim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin önemli bölümü daha çamlığı bilmiyor. Tarihi Çapanoğlu Camini bile gezmemiş, gezdirilmemiştir. Bir çoğu ne olduğunu bilmediği için kent merkezindeki saat kulesinin trafik akışına engel olduğunu düşünerek, yıkılması gerektiğini bile savunabilmektedir.
Demem odur ki; yaşadığınız mekanı tanımıyorsanız, dünyayı tanıyor olmanız cehaletinizi geri plana itmeniz için yeterli sayılmaz. Ağzınızdan çıkabilecek, ''Yozgat'' veya ''Yozgatlıyım'' kelimesi sonrasında yöneltilecek sorunun yanıtını vermekte zorlanırsanız, avuçlarınızın arasına sıkıştırdığınız dünyayı tanıyor olmanızın bir anlamı da kalmaz, kalmayacaktır.
Bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğine inanarak, yapılan gezilere, ziyaretlere yürekten destek veriyorum. Bu yapılırken, Yozgat'ın tanıtılmıyor, tanınmıyor, gezilmiyor, araştırılmıyorsa dünya turlarının da anlamsızlığının farkında olunmasını istiyorum.