Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir, Türk Milleti de güçlü bir millet. Her zaman olaylara sağ duyu ile yaklaşmış metanetini korumuş olan bu aziz millet huzur ve güveni çok fazlasıyla hak ediyor. Malum Türk- Kurt, Alevi Sünni, Laz, Çerkez karışımına rağmen kardeşliği korumuşuz  her zaman dayanışma içinde olmuşuzdur.
Bu özelliğimizi iyi bilen hainler ve Türk düşmanı güçler içimizdeki azınlık ya da çeşitli mezheplere bağlı kişi ve kurumları sürekli tahrik ediyor, bundan sonuç almanın peşinde oluyorlar. Her fırsatta azınlıkları kullanıp milletin huzur ve güvenliğini bozmak istiyorlar.  Siyasi ayrımcılığı da kullanarak netice alacağını düşünen hainler içimize kin ve öfke tohumları ekmeye çalışıyorlar.
Gezi Parkı olayı onlardan birisi olmuştur. Masum bir ağaç koruma bahanesini  iç savaşı körükleme sevdasına dönüştürdüler.. İçerde ve dışarıda Türk Milletinin düşmanlarının iştahını kabartıp acaba” Bir İç Savaş” denemesi yapabilir miyiz, hevesiyle  her türlü dalavereyi çevirdiler. Yüce Türk Milletinin de sabrını zorladılar.
Bu olayları izlerken hiçbir zaman sağ duyumuzu kaybetmedik.  Ne yazık ki: siyasi ayrımları, parti farklılıklarını yanlış değerlendirenleri de gördük. Bunlara üzüldüğümüzü  ifade etmek isteriz. Ak Partiyi ve Sayın Erdoğan’ı sevmiyor olabilirsiniz. Fakat bu düşmanlık anlayışına dönüşemez. Bir  partiden söz ederken kin ve öfkenizi kusamazsınız. Böyle bir siyasi anlayış  yanlıştır. Demokrasiye saygınız varsa, milletin tercihine de saygınız olmalıdır.
Ak Partinin karşısında sağcı solcu tüm grupların birleşmiş olmasını bir sağ görüşlü vatansever olarak yadırgadığımı söylemek isterim.. Nasıl olur da benim idealist ve aydın, vatansever kardeşim, Türk düşmanı, vatan haini, bölücü gruplarla aynı şeyleri  paylaşabilir? Aynı hareketleri sergileyebilir? Bunun mantığını birileri bana izah etsin Allah aşkına?...
Farklı bir konu da Gezi Parkı gibi özel bir meselede iç ve dış düşmanlarımız hemen acilen birleşebiliyor? Türkiye’nin iç meselesine burnunu sokan Türkiye düşmanı hainler nasıl oluyor da utanmadan, sıkılmadan görüş beyan ediyorlar. Kendi ülkelerinde azınlık  haklarını yok sayan bu zavallı mahluklar hangi mantıkla Türkiye Cumhuriyetini  suçlamaya kalkışıyorlar?
Garipliğe bakın: Basit masum bir ağaç kesme olayını iç savaşa dönüştürmenin telaşında oldular..Basın adına gazeteci, televizyoncu, sanatçı bozuntuları da ha bire bunu teşvik edip Türk ve Müslüman düşmanlığını belgelendirdiler. Türkiye’de yemlenip, Türkiye’de huzur bulan bu zavallılar nedense hep başkalarının borazanlığını yapıyorlar.Türk Milletinin hakkı bu hainlere haram olsun!..
Diyeceğimiz o ki, düşman düşmanlığını yapıyor, içimizden piyonlar arıyorlar ve maalesef de buluyorlar. Çok büyük bir çoğunluğa sahip olan vatandaşlarımızın duyarlılığına teşekkür etmek gerekiyor..Sağ duyu çağrısı da onlara yapılmalı…Hainlerin İç Savaş hevesi Kursağında kalmalı. Türkiye’yi bölme, bir yerlere yamama ve küçük düşürme sevdaları Allaha şükür ki kursaklarında kalıyor. Nedir bu kadar kin ve öfke diyeceğim ama? Emel ve hedeflerini bildiğimiz için diyemiyoruz.
Bu noktada Türk halkına, Türk aydınına, Aziz Türk Milletine metanet ve sağduyu çağrısına devam etmeliyiz.. Bu milletin dostları ve düşmanları alenen belli olmuştur. Uyanık olmalı artık hainlerinin oyununa gelmemeliyiz. Siyasi politikaların ne denli önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Ben ufak tefek siyasi ayrımları bir kenara atıp onun dışında: Millet ve memleket menfaatlerinde birleşmenin zaruretini ifade etmek istiyorum. Siyasi farklılık zenginliktir ama, bu düşmanlık anlayışına dönüştürülmemelidir.
Bu duygularla ifade ediyoruz ki: Aziz Türk Milleti sabırla metanetini korumaya devam etmelisin. Sağ duyu çağrılarımız devam etmeli..Siyasi iktidarı elinde bulunduran Ak Parti yöneticileri de sabırla ve adaletlice olaylara hakim olmalı, tavrını yumuşatmalı, üslubunu değiştirmeli, daha sakin adımlarla icraatlarına devam etmelidirler…
Türkiye herkesin gözünün üzerinde olduğu Cennet bir ülkedir. Dostlarımızla kardeşçe geçinip düşmanlarımıza karşı da uyanık olmak zorundayız..Sabır, metanet, adalet ve Sağ duyu her zaman bize lazım olan önemli değerlerdir. İnsanımızı  birliğe, dostluğa ve kardeşliğe davet etmek hepimizin asli görevidir…Gezi Parkı olayını masumane bir tavırla destekleyen kardeşlerimiz de artık bu desteklerini sonlandırmalıdırlar…