Hurafe ve bid'atlerle tanınmaz hale getirilen yüce dinimizi Kur'an'a başvurarak anladığımızda çok çarpıcı gerçeklerle karşılaşıyoruz.
İslâmı asıl kaynağından açıklayan değerli bilim adamlarımız var. 
Hayatta olanları minnetle, vefat etmiş olanları rahmetle anıyoruz.
Bu alimlerimizin birisinin kitabından Kur'an verilerine dayanarak  açıklanan GERÇEK İSLÂM'ın bilmediğimiz hususlarını not aldık, yararlanılır ümidiyle kayda geçirmek istedik.
Yüce Atatürk'ün Adalet Bakanı büyük alim Seyyit Bey'in, Hilafetin kaldırılması görüşmeleri yapılırken Meclis'te yaptığı tarihi konuşmadan anlıyoruz ki;
"Hilafet meselesi dini olmaktan çok, dünyevi bir meseledir. İnançla ilgili meselelerden değil, millete ait haklar ve kamu menfaatlarındandır; itikatla ilgisi yoktur."
"Kur'an, hükümet ve memleketin idaresi konusunda bize iki düstur gösteriyor. Biri meşveret, diğeri devleti yönetenlere itaattır. Kur'an-ı Kerim'de
'Allah'a, Peygambere ve içinizden sizin seçiminizle iş başına gelen yöneticilere itaat ediniz.' (Nisa 59) buyurulmaktadır."
Halifenin nasıl tayin edileceği, hilafetin şartlarının neler olduğu, her zaman ve her şartta halife tayin etmek millet üzerine farz mıdır gibi meseleler hakkında Kur'anda ve hadislerde hiç bir açıklık bulunmamaktadır.
"Hz. Peygamber, hilafet işini tamamen ümmete bırakmıştır. Vefatları sırasında bir halife tayin etmedikleri gibi, bu hususta hiç bir tavsiyede bulunmamışlardır."
"Emevi ve Abbasi halifeleri  halkın arzu ve siçimleriyle meydana gelmemiş, öldürme, sindirme, istila, zorlama ve despotluk yoluyla elde edilmiştir."
"Abbasi halifelerinin ilki olan Ebul-Abbas Seffah'ın amcası Abdullah b. Ali, Şam'ı istila ettiği zaman birlikte yemek yemeye davet ettiği şehrin ileri gelenlerinden 90 kişiyi sopalarla öldürtmüş, bazıları henüz can çekişmekte ve hırıltıları işitilmekte iken üzerlerine sofra kurdurarak yemek yemiştir. Ayrıca Şam'da Emevi halifelerinin kabirlerini açtırarak, bulduğu naaşları ve kemikleri yaktırmıştır."
"Abdullah b. Ali'nin kardeşi Süleyman b. Ali de Basra'da Emevilerden eline geçenleri öldürdü ve cesetlerini sokaklarda köpeklere yedirdi."
"Hz. Peyfamber'in en büyük dualarından biri, 'Allah'ım! Kabrimi, tapılan bir puta dönüştürme!' idi".
"Fıkıh mezheplerini küçümsemeksizin sırf kolaylık maksadıyla her mezhebin hafif ve kolay hükümlerini almak, tercih etmek kötü bir şey değildir. Peygamberimiz, her ne vakit iki şey arasında serbest bırakılmış olsa, onların kolayını seçer ve ümmeti hakkında kolaylığı ve hafifletmeyi severdi."
"Tüm belaların anası olan cehaletin sosyal belirişi hurafeler, dinde yozlaşmanın zeminini oluşturmuştur."
"Hurafe'nin ana ocağı Yahudiliktir  Onu Hıristiyanlık izler. Ehlikitap geleneği, bir anlamda hurafeler geleneği gibidir."
"Denilebilir ki, Hadis adı altında İslam diye sahnelenen kabullerin büyük bir kısmı doğrudan veya dolaylı hurafe kaynağıdır. Bunlar, Kur'an'a adeta rakip bir din kurmakta ve mü'minler topluluğunu dünyanın önünde  akıl almaz zorluklarla yüz yüze getirmektedir."
"Kur'an 50 civarında ayetle şirkin belirişi olarak gösterdiği ecdat örflerini kutsallaştırmayı hurafe yaratan kaynaklardan biri olarak ortaya koymuştur."
"Bid'at, dinin kaynağında olmadığı halde var gösterilen şeydir."
"Siyaset, sadece İslâm'ın değil, tüm dinlerin yozlaşmasında temel etkenlerden, temel belalardan biri olmuştur. Yani, dinin siyasal başarı ve çıkar aracı yapılması.- Ki bu durum, siyaset ve saltanat dinciliği olarak anılmaktadır.-"
"Rableştirme, şirkin belirişidir. Üç görünüm arzeder: Melekleri rableştirme, Peygamberi rableştirme (Âli İmran 80), Diğ İsler insanları rableştirme. Diğer insanları Rableştirme de iki türlüdür: Din adamlarını, din sınıfını rableştirme, (Tevbe 31), Kişilerin birbirlerini Rableştirmesi, (Âli İmran, 64)"
"Arap dilini kutsal sanmak, Arapçayı cennet dili sanmak, Arap alfabesini İslam alfabesi sanmak, hurafedir, bid'attır."
Not almaya devam edeceğiz. Başka bir güne.