Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı
Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı..
Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu
Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı
Adam “he ya” dedi, gözü kapalı..
Düşündü kış yakın, evde odun yok
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok
Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok
Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını
Adam “evet” dedi, sıktı dişini..
Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı
Adam “öyle” dedi, bağrında sızı..
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Yıllar, aylar, günler erirken yasta
Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı
Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..
Suları Islatamadım
Abdurrahim Karakoç
AH EDEYİM-( DİYARI GURBETTE)
Diyar-ı gurbette Cezayir'lerde
Eller bayram etsin ben ah edeyim
Ağ gerdan üstünde siyah tellerde
Teller bayram etsin ben ah edeyim
Kırmızı güllerin dalları yerde
Mevlam uğratmasın kimseyi derde
Yaz bahar ayında bulanık selde
Seller bayram etsin ben ah edeyim
Kırmızı güllerin yanıp tütende
Virane bahçede bülbül ötende
Salınıp sevdiğim yola gidende
Yollar bayram etsin ben ah edeyim
Kısmet olur ben sılaya varırsam
Sağ selamet hak selamın verirsem
Vadem yeter gurbet elde ölürsem
Çöller bayram etsin ben ah edeyim
Sefil Kul Himmet'im dert bana yeter
Bunca sefalatim sevdiğim beter
Yüce dağ başında menemşe biter
Dallar bayram etsin ben ah edeyim
KUL HİMMET
BUGÜN
Sözün bittiği yere
Geldiğimiz gün bugün
Bir hayale yok yere
Yeldiğimiz gün bugün
Belli değil gelin, kız
İster ağla, ister kız
Kadı haydut, bey hırsız
Yıldığımız gün bugün
Fazla bulunca yalı
Ne yat koydu, ne yalI
Beytülmale bin malı
Saldığımız gün bugün
Kız anaya “Kele!”der
Er babaya “Ula!”der
Cansız yapar, dinsiz yer
Öldüğümüz gün bugün
Umut dağlardan öte
Sürükler ite ite
Kurt ile kıyamete
Kaldığımız gün bugün
Kenan ÇARBOĞA