Sana olan aşkımı herkeslerden gizledim
Yollarına durup da diyemedim bir türlü
Senden habersiz seni ben kendime sözledim
Mutluluğun kürkünü giyemedim bir türlü
Ne gündüzüm bellidir ne ömrümün gecesi
Hasret içinde kalmış Âşıkların Nicesi
Yaşayana çileymiş sevdanın bilmecesi
Seni gizli sevmeye doyamadım bir türlü
Göz yaşım katık olur ekmeğime aşıma
Hiç bir sözüm geçmiyor artık gönül kuşuma
Aşkın öyle büyük ki sığmıyorsun düşüme
Kalbimden başka yere koyamadım bir türlü
Anmam dedim adını olmadı yapamadım
Her yol sana çıkıyor yolumdan sapamadım
Melek misin nesin sen bir türlü kopamadım
Çok uğraştım silmeye kıyamadım bir türlü
Tek varlığım sevdiğim umudu bağladığım
Varlığına sevinip o yokken ağladığım
Dilinden dökülecek bir söze çağladığım
Bekledim duymak için duyamadım bir türlü
Ben senden bekliyorken dertlerime devamı
Bu Çoruh’un kızını yıkıp gitmek revamı
Verdim ulu divana göreceğim davamı
Saymak istedim amma sayamadım bir türlü
Fatma Kalkan (Çoruh’un Kızı)
Gariplerin Garibi Babam
Küçük yaşta hayat binmiş dalına,
Gitmeye çalışmış kendi yoluna,
En yakın dostları çekmiş salına,
Sendin gariplerin garibi babam.
Kader ağlarını pek yaman örmüş,
Gelene geçene köyünü sormuş,
Yükünü taşımış evlerin görmüş,
Sendin gariplerin garibi babam.
Dertler, sıkıntılar üst üste gelmiş,
Saçları ağarmış, yüzleri solmuş,
Devlet baba almış, hayata gülmüş,
Sendin gariplerin garibi babam.
Kader bırakmamış onun peşini,
Ansızın Azrail almış eşini,
Yazık ayrılığın görmüş düşünü,
Sendin gariplerin garibi babam.
Yaş kemale ermiş dünü anıyor,
Mutluluk yeniden gelir sanıyor,
Şimdi yüreğinde ateş yanıyor,
Sendin gariplerin garibi babam.
Unutma arkadaş atanı tanı,
Adım adım dolaş güzel vatanı,
Ahmedi’yem yazdı nice destanı,
Sendin gariplerin garibi babam.
Ahmet Sargın/ Yozgat
Gurbet
Karanlık ettin dünyamı
Işık girmez hana gurbet
Verdin bana derdi gamı
Nedir kastın cana gurbet
Sılamdan uzağa attın
Hasrete türkü söylettin
Ağlamazdım sen ağlattın
Kaldım yana yana gurbet
Hiç insafın yok mu bilmem
Kurtulsam bir daha gelmem
Ölsem bile sende kalmam
Gideyim ne yana gurbet
Sende aşın tadı özlem
Ana baba adı özlem
Ah bitirdi yedi özlem
Nerde baba ana gurbet
Uzak yollar geçilmiyor
Kanatsızım uçulmuyor
Hasret özden biçilmiyor
Ne diyeyim sana gurbet
Dert bende alay alaydır
Duygu coşmuş azgın çay'dır
Sanma unutmak kolaydır
Ahtım vardı ona gurbet
Gündüz sızı gece keder
Adımız kaldı derbeder
Bugün gelen yarın gider
Bir baksana düne gurbet
Çoruh’un kızı ağlıyor
Özlem içimi dağlıyor
Döneyim dedim bağlıyor
Devranın ters döne gurbet
Fatma Kalkan (Çoruh’un Kızı)