Merhaba değerli okurlarım, bu defa sosyal medyada sıklıkla denk geldiğim kadınlarımızın/annelerimizin aile yaşantısıyla ilgili komik içerikler üretip ve bu içeriklerin paylaşımı sonucu kendini anlatmaya, anlaşılmaya çalıştığını düşündüğüm bir konuyla geldim.

Anne olmak kaç parçaya bölünmektir?

 

Belki bir çoğunuz gün içerisinde çocukla geçen bir 24 saatin aslında anneyi nasıl yorduğunu izlerken tebessüm ettiğimiz videolarda görüyorsunuz. O anları izlerken belki gülümseyip sayfayı kaydırıyoruz.Fakat aslına bakacak olursak çoğumuz bu durumu fazlasıyla yaşıyoruz. Akşama lezzetli yemekler yapabilmek için çocuğunun öğle uykusunu bekleyen, bunların yanı sıra bir de kendine beş dakikalık boşluk yaratmaya çalışıp tek isteği sadece bir fincan kahve olan ve ütülenmeyi bekleyen haftası gelmiş çamaşırlar…Bu konu uzar da uzar…

Peki çevrenizde sürekli maruz kaldığınız varsayımlar desem!

Özellikle günümüz toplumunda şöyle bir baskı var: ‘’Sen bir de 3 ay sonra gör’’. Bir anne olarak öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu cümleler eskimiyor ve asla toplumun dilinden düşmüyor. Çocuğunuz kaç yaşına gelirse gelsin bu cümleyi duymaya devam edeceksiniz. Bu konuda hoşnut olmadığım yer ise bu cümlenin anneye söyleniyor gibi görünürken taşın çocuğa gelmesi ve annenin psikolojisini ise olumsuz yönde etkilemesi. Çocuk bu, gelişim süreçlerine tabidir. Bizlerde bu dünyaya 30 yaşında gelmedik. Öyle değil mi?

Düşünsenize sürekli sizlere bu tarz gelişim süreci sorunlarından bahseden birileri olsaydı bir müddet sonra kendinizi gerçekten süregelen olumsuzluklara uyum sağlamış şekilde bulmaz mıydınız? Bence bu konuda fazla düşünmeye gerek yok. Tam olarak bu durumu yaşıyoruz.

Canım babalar, sizleri de unutmadım.

 

Bizim toplumumuzda bir çocuk dünyaya geldiği an en büyük ihtiyaç anneanneler/babaanneler oluyor. Bunu tümüyle yalanlarsak hata yapmış oluruz. Evet gerçekten ihtiyacımız olduğu zamanlar mevcut. Fakat kendi kurduğumuz ailemizdeki baba figürünü unutmamalıyız ki bence en önemli nokta burası. Aslında bir kadının anne olduğunda en çok ihtiyaç duyduğukişi eşidir… Sadece bir çocuğun öz bakımında değil, ev işleri ve duygusal olarak anlaşılmak da buna dahil. Bu durumu destekleyebilecek tek kişidir eşlerimiz.

Söylemek istediğim en önemli şey ise…

Çoğumuz için işler pek yolunda gitmeyebilir malumunuz bir çocuğun dünyaya gelmesiyle hayatımızda onlarca değişiklik yaşıyoruz.Bu duruma anneler daha hızlı uyum sağlayabilse de babalar için idrak etme aşaması biraz daha uzun ve meşakkatli oluyor. Tüm bunlar yaşanırken aile olma heyecanıyla el ele yürüdüğümüz günleri aklımızdan çıkarmadan, bu günlerin de heyecanını yaşamak ve yaşatmak.

 

Unutmayın!

Mutlu çocuk, mutlu anne ve baba demektir. Yardıma ihtiyacınız olduğu anlarda ilk işiniz bunu eşinizle paylaşmak olması gerektiğini düşünüyorum.

Sağlıcakla ve mutlu kalın.