YOZGAT gibi Anadolu Bozkırlarında Kadın olmak, çileyi başörtüsü yapıp, ‘Ana’ olmanın tüm özelliklerini taşımak gibi bir özelliğe de sahip olmak demektir. Yozgat Bozkırında doğan kadın; Anadır, Bacıdır, Kardeştir, Kocasının Kadınıdır, diye bir sınırlama koymak, haksızlıktır. O yeri geldiğinde evinin erkeğidir, duvar örer, işte çalışır, evini geçindirir... 
O bir Anadolu Kadınıdır... 
Yozgat Bozkırında Kadın, sabah kalkar önce ahırdaki hayvanlarını besler, kümesteki tavukları yemler, yumurtasını alır. Sahanda tereyağı ile pişirip, sofrayı hazırlar. Uyumakta olan kocasını, çocuklarını uyandırır, karınlarını doyurur. Kocasını kahveye/işe/tarlaya, çocukların kimisini okula, kimisini bağa/bahçeye uğurlar. Evinin temizliğini yapıp, yeni doğan bebeğini emzirir, sırtına sarmalar, bir elinde azığı, diğerinde çapası tarlanın yolunu tutar. 
O bir Anadolu Kadınıdır…
Tarladan döner, yemeği pişirir, sofrayı kurar. Çocuklarını, yıkar, hayvanların bakımını yapar, sütünü sağmakla kalmaz, sütten yoğur yapar, kaymak yapar, peynir yapar. Onunla da yetinmez, şehre götürür pazarda satışa sunar. Önceliği kendi ihtiyacı değildir, kazandığı para ile alacakları. Parayı üçe böler. Birisi, hayvanları içindir, diğeri evinin ihtiyaçlarına harcamaya yöneliktir. Diğer bir parçası da ‘kara gün’ için saklar, iki kat mendilinin içerisine sarar sarmalar, sıkı sıkaya bağlar. Bağlar ki; düşmesin, kaybolmasın, ıslanıp, yıpranmasın. Rızktır o, haktır, alın teridir…
OKUMA AZMİ...
Yozgat İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2008 yılında il genelinde gerçekleştirilen alan taramasında, 9 bin 679 bayan, 2 bin 212 erkeğin okuma yazma bilmediği belirlendi.
Yozgat İl Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Gamsız, mezra, köy, belde ve ilçe merkezlerinde yapılan alan taramasında okuma yazma bilmeyenlerin, genel nüfusla oranlandığında yüzde 2.4'e tekamül ettiğini söyledi. Gamsız, ''İlimiz genelinde genel nüfusun yüzde 97.6. İlimizde okuma yazma bilmeyenlerin sayısını sıfıra indirmek için çalışıyoruz'' dedi.
Gamsız, özellikle kırsal bölgelerde daha çok bayanların okuma yazma bilmediğinin belirlendiğine de dikkat çekerek, bu oranı düşürmek amacıyla Halk Eğitim Merkezi bünyelerinde ve bazı köy ve belde okullarında okuma yazma kurslarının açıldığını ifade etti.

KURSA İLGİ FAZLA
Gamsız, açılan kurslara bayanların daha fazla ilgi gösterdiğini belirtti. Gamsız, il genelinde açılan 75 ayrı okuma yazma kursuna 897 kursiyerin devam ettiğini ve bu kursiyerlerin tamamına yakının bayan olduğunun altını çizdi. Gamsız, ''İlimizde okuma yazma bilmeyenlere yönelik açtığımız kurslara devam edenler, kısa sürede uyum sağlıyorlar. Kurslarda her yaşta bayanın bulunması, öğrenme isteklerini de artıyor'' diye konuştu.

YOZGAT OKUYOR
Yozgat İl Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Gamsız, sadece okuma yazma bilmeyenlere yönelik çalışmalar yapılmadığını, 'Yozgat Okuyor' kampanyası kapsamında da okur yazar olanları okumaya teşvik ettiklerini kaydetti. Gamsız, başlatılan kampanya doğrultusunda bugüne kadar 7 bin 88 kitap bağışının yapıldığını, 58 bin 805 kişinin de kampanyaya katılarak, kitap okuduğunu anlattı.
Gamsız, aynı kampanya kapsamında 75 ayrı bilgisayar kursu açtıklarını, halen 1340 kursiyerin bu kurslara devam ettiğini de sözlerine ekledi.

EL ARABASINDA YAŞAM
Tarih yine 2008. Yerköy ilçesi Sedir köyünde ikamet eden 63 yaşındaki Emine Baygün, felçli olması nedeniyle belden aşağısı tutmayan 36 yaşındaki oğlunu bir yerden başka yere sırtında veya el arabası kullanarak götürmekten kurtuldu ama ihtiyaçlarının bununla sınırlı olmadığını belirtti.
Yozgat il merkezine 80 kilometre mesafedeki Sedir köyünde yaşayan Emine Baygün, oğlunun felçli olması nedeniyle belden aşağısının tutmadığını, bu nedenle de bugüne kadar sırtında veya el arabası aracılığı ile taşıdığını söyledi. Emine Baygün, ''Devletimiz, oğlumun engelli olması ve evde bakmamız nedeniyle bize maaş bağladı ama kömüre, çamaşır makinesine, oğlumun yatması için kanepeye de ihtiyacımız var'' dedi.
Yaşlı kadın, Yerköy Kaymakamlığına başvurduklarını, ancak kendilerine maaş bağlanması nedeniyle kömür ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yardım yapılamayacağının bildirildiğini ileri sürdü. Emine Baygün, ''Ben yaşlıyım, ömrüm yettiği sürece ona bakırım. Kocam da trafik kazası geçirdiği için çalışamıyor. Çamaşırları elimde yıkıyorum, çok zor oluyor. Bir makine istiyorum. Kışın ısınmak için kömür, bir de oğlumun rahat yatabileceği kanepe. Başka isteğim yok'' diye konuştu.
Belden aşağısı tutmayan Mustafa Baygün de, köyde vakit geçirmenin çok zor olduğunu vurgulayarak, ''Sürekli müzik Cd'si dinliyorum. Burası köy yeri, Cd bulamıyorum. Köye gelenlerden Cd istiyorum. Bana özellikle Neşet Ertaş'ın Cd'lerini getirin. Bir de televizyon olursa, hem izlerim, hem dinlerim'' ifadelerini kullandı.

SANDALYE HEDİYE EDİLDİ
Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, Emine Baygün isimli yaşlı kadının bedensel engelli oğlunu sırtında veya el arabasıyla taşımasına son vermek üzere harekete geçti. Başer, başkan yardımcısı Tevfik Bozkurt'u görevlendirerek, temin edilen tekerlekli sandalyeyi Sedir köyüne gönderdi. Bozkurt'u köyde el arabasına bindirdiği oğluyla birlikte karşılayan Emine Baygün, tekerlekli sandalyeyi görünce çok sevindi. Oğlunu el arabasından komşularının da yardımı ile kucağına alıp, tekerlekli sandalyeye bindiren yaşlı kadın, ''Sırtımda veya el arabası ile taşımak çok zor oluyordu. Tekerlekli sandalye ile şimdi daha rahat bir yerden bir yere götürebileceğim'' dedi.
Emine Baygün, diğer ihtiyaçlarının karşılanması için Belediye Başkan Yardımcısı Bozkurt'tan da yardım istedi.