COVİT19 ile yatıp, kalktığımız dönemleri geride bıraktık. Hafta sonlarında yasak var mı? Yok mu? artık kimseye sormuyoruz. Okullar ne zaman açılacak? diye bir derdimiz de kalmadı. Kime aşı yapıldı, kim aşılanmadı, kimler aşılanacak gibi sohbette yok. 

Saat Kulesi'nden Lise Caddesine girişte, eski Askerlik Şubesi bölgesinde konulan polis barikatlarıyla yapılan kontroller, ''Maskenizi takarmısınız!'' uyarılarıyla artık karşılaşmıyoruz. Kimin maskesi var kimin maskesi yok, bunlarda artık sıradanlaştı. Sokağa çıktığımız andan itibaren maskemizi takılması gereken bölgeye takıyoruz. Kollarda taşınan maskelerimiz, ağız ve burun bölgemizdeki yerini aldı, sorun yok.

Endişelerimiz vardı. Uygulanmakta olan tedbirler gevşetilmesi halinde salgının daha da yayılma ihtimali konuşuluyordu. Olmadı. Sokakta selamlaştığımız kişilerle aramıza koymuş olduğumuz mesafe devam ediyor ama o günlerdeki gibi konumuz Covit19 değil. Akşam haberlerde Covit19 ile ilgili verilen haberler, yapılan yorumlar dikkat çekmiyor. Gündem oluşturmuyor artık.

Bir zamanlar bizlere ''Depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekir!'' uyarısı yapılıyordu. Depremle yaşamaya, tedbirler alma konusunda halen eksikliklerimiz mevcut. Covit19 konusunda uygulamalar sayesinde yaşam biçimimiz değişti. Yeni bir günlük yaşam haritası ile yolumuza devam ediyoruz. 

Covit19, dünya düzeninin monoton bir hal aldığını, bunun değişmesi gerektiğini söyledi. Covit19 aşısını bulmaya çalışırken, bazı alışkanlıkların farklı hastalıklara neden olduğu gerçeği ile de karşılaştık. Şimdi hemipimiz yeni hayatımızı yaşıyoruz.