Önceki gün Garanti Bankası tarafından düzenlenen ''Anadolu Sohbetleri'' toplantısına konuşmacı olarak katılan Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Ebru Akdağ, Yozgat'ta yaşanılan göçün önlenebilmesi için tarım sektörünün gelişmesi gerektiğine dikkat çekip, Kadışehri ilçesinde uygulamaya konulan Kabalı Projesi'ni örnek gösterdi...
Aklın yolu birdir, uzman olmaya gerek yok. Defalarca yazdık, anlatmaya çalıştık. Yozgat'ın kalkınması, ekonomik yönden de güçlenmesi için önceliğini tarım sektörüne vermesi gerektiğinin altını çizerek, küçük işletmelerin toplanarak, büük işletmeler haline getirilmesi yönünde adımların atılması gerektiğine vurgu yaptık.
Dinleyen olmadı...
Umarım, işin uzmanının vermeye çalıştığı mesajlar dikkate alınır, Yozgat'ta tarım sektörüne gerekli önem verilir. Üreticiler, üretime yönlendirilirken, üretilen ürünlerin işlenebilmesi için tarımsal sanayi sektörünün kurulmasına öncülük edilir.
Bugün Türkiye'ye örnek gösterilen Kadışehri ilçesinin Kabalı köyündeki çalışma, aslında ''Yozgat çiftçisi, Yozgat insanı tembel'' diyen, bürokratından, siyasetçisine gerekli yanıtı vermiş, vermektedir. Yozgat çiftçisi, Yozgat insanı kendisine gerekli önemin verilip, destekler sağlanarak, yol gösterildiğinde aşamayacağı engelin olmadığını ortaya koymaktadır.
Yozgat'ta bugüne kadar yapılmaya çalışılanın anlamsız olduğu da görülmüştür. Hayvancılığı geliştirmek için köylerde yaşayan insanlara ikişer baş inek, 50'şer baş koyun dağıtılarak mümkün olmadığını, tarım sektörünü geliştirmek adına çiftçilere tohumluk, meyve fidesinin dağıtılmasının yeterli olmadığını anlamak ve görmek yerine, çiftçiyi, Yozgat insanını suçlamayı tercih eden zihniyet, sektörün gelişmesine yönelik yatırımlara çiftçi yönlendirilip, Kabalı örnekleri çoğaltılmış olsaydı, bugün Yozgat'taki tarım alanları boş kalmaz, ilin nüfusu da 10 yılda yüzde 50 orunında gerilemezdi.
Yozgat'ta traktör sayısının her yıl artmış olması tarım sektörünün geliştiği anlamına gelmez, gelmiyor da. Aksine, traktör sayısı arttıkça Yozgat'ta tarım sektörü biraz daha geriliyor, üretici pahalı üretim yaptığı için ürününün karşılığını alamıyor. Üretimden vazgeçen çiftçi, tüketici konumuna geliyor. O nedenle Yozgat, Türkiye'nin önemli tarım bölgelerinden olduğu belirtilmesine karşın, ürettikleriyle kendi karnını bile doyuramıyor. Süt çevre illerden geliyor. Meyve, sebze Adana'dan, Mersin'den getirilip, pazarda satışa sunuluyor. Buna kaşılık Yozgat'ta bahçelerdeki meyve dalında çürüyor, pazar bulamıyor, pahalıya malolması nedeniyle.
Yozgat'ta göçün durdurulabilmesi için ilin mevcut potansiyelinin değerlendirilip, çiftçinin birlikte hareket etmesi sağlanarak, toplu ve planlı yapılacak üretimle, gelir elde etmeleri sağlanırken, sanayi sektörünün de geliştirilmesine yönelik altyapının hazırlanması gerekmektedir.
Böylece hem tarım sektörü gelişir, hem göç önlenir, hem de istihdam sağlanarak, tarım alanları  ve kaynakları da en iyi şekilde kullanılmış olunur.