İlkbaharın geldiği, havaların ısındığı, çiçeklerin açtığı  tabiata yeniden hayat geldiği şu günlerde biz de bir fidan alıp evimizin veya -varsa- apartmanımızın önüne bahçemize dikelim. Dinimizde de ağaç dikmenin çok güzel bir iş olduğu, dikenin büyük sevap kazanacağı bildirilmiştir.
Ashabtan Ebü’d Derda (R.A.) Şam’da bulunuyordu. Bir gün ağaç diktiği sırada yanına bir kişi geldi ve: “Sen Resülullah’ın ashabından olduğun halde böyle işlerle mi uğraşıyorsun?” dedi. O da “Acele etme, işimi bitirip konuşacağım”. ben Resülullah’ı şöyle söylerken işittim: “Kim bir fidan dikerse, onun meyvesinden gerek insan gerekse Allah’ın yarattığı herhangi bir mahluk yedikçe onu diken kimse için bir sadaka (ecri yazılmış olur.)” 
Hazreti Peygamberin bu hadis-i şerifi Allah’ın emrine sadakatın ve insanlara, hayvanlara faydalı olmanın bir çeşit sadaka olduğunu açıkça göstermektedir. Kim  bir ağaç dikerse Allah Teala o ağaçtan çıkacak meyve miktarlarınca o kimseye ecir (ve sevap) yazar” hadis-i şerifi bu hususu daha açık ifade etmektedir. 
Her şeyden evvel ağaçlar Rahîm ve Kerîm olan Rabbimizin sayısız nimetlerinden biridir. Öyle büyük nimet ki, bitkiler ve ağaçlar olmadan yaşayamayız. Allahu Teâlâ, celâl ve cemalini göstermek için gökyüzünü güneşler, aylar ve yıldızlarla süslediği gibi, yeryüzünü de hayvanlar, nebatlar, ağaçlarla süslemiştir. Ayrıca ağaçları, bitkileri, yaprak, çiçek ve meyveler kelimeleriyle konuşturup sanatının üstünlüğünü, rahmetinin güzelliğini ilân ediyor. Çiçekler, meyveler, çekirdekler, tohumlar konuşan; Allah'ın ince sanatlarını, kemâl-i Rububiyetini şuurlu insanlara tâlim eden mânâ yüklü birer kelimelerdir. Allah'ı tanıtan, esma ve sıfatlarının cilvelerini gösteren pencerelerdir.
Evet her bir nebat, her bir ağaç, pek çok dillerle Allah'ı teşbih ediyorlar. O'nun varlığına, birliğine pek güzel bir surette şehadet ediyorlar. Her bir nebatın çiçek açması ve sümbül vermesi zamanında bizlere tebessüm edip manevî konuşmaları, teşbihleri kendileri gibi güzel ve lâtiftir. Her bir çiçek o güzel ağzıyla ve muntazam sünbülün lisanıyla ve mevzun tohumların ve muntazam habbelerin kelimeleriyle İlahî hikmet, ilim, lütuf, kerem, rahmet ve ihsanı gösterir. Yâni Allah'ı sevdirip tanıtıyorlar. 
Ağaç dikmenin önemi çok büyüktür. İnsan ne kadar meşgul olsa ve yaşlansa bile bu görevi ihmal etmemelidir. Resülullah Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Eğer biriniz elinde (dikeceği) bir hurma fidanı bulunurken kıyamet alametleri ayağa kalkarsa onu dikecek kadar ayakta durmağa ancak gücü yetse bile o fidanı diksin.” 
Ağacın Faydaları Ağacın faydaları saymakla bitmiyor. Ormanlık alanlardaki hava daha temiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun sebeplerinden bazıları da şunlardır. Bir ağaç yılda 700 kilo toz emiyor. Bir hektar çam ormanının ise yılda emdiği toz miktarı 30 – 40 ton arasında. Bu nedenle ormanların havası, kentlerin havasına göre yüzde 99 daha az toz içeriyor.
Ayrıca ağacın yapraklarıyla toksik ve radyoaktif maddeleri emerek atmosferi temizlediği biliniyor.Bir ağaç yılda 50 metreküp temiz su üreterek, yeryüzünde kuraklığı engelliyor. Toprağın ölümü demek olan erozyonu,en iyi şekilde ağaçlar önlüyor.Bir ağaç kökleriyle yılda 30 bin litre su çekerek verimli toprağın akmasını engelliyor.
Aşırı yağışlı ve kurak havalarda bir sünger gibi davranarak, fazla su emiyor ve gerektiğinde geri veriyor. Ağaçlar toprağı canlı ve verimli tutuyorlar. Organik atıkların parçalanıp dönüşmesine yardımcı oluyor, minerallerin çözülüp azot bağlantılarının kurulmasını sağlıyorlar.100 yaşındaki bir kayın ağacı 60 insanın günlük ihtiyacına yetecek oksijen üretiyor, yılda bir ton toz süzüyor bakterileri de etkisizleştiriyor.