Yozgat’a gidiş ve gelişi hızlandırdı: 500 bine ulaşacak! Yozgat’a gidiş ve gelişi hızlandırdı: 500 bine ulaşacak!

Yozgat'ta İstiklal Marşı'nın kabulünün 103. yıldönümü "İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı" ile kutlandı.

Kültür ve Turizm konferans salonunda düzenlenen programda saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.

Istiklal Marşı (7)Programa; Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, İl Jandarma Komutanı Albay Nejdet Özcan, İl Emniyet Müdürü Recep Tecimer, İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak, okul müdürleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Yozgat Lisesi Müdür Başyardımcısı Murat Dursun, “Büyük şahsiyetler ve büyük sanatkârlar, bir milletin hatta bütün insanlığın hayatında sürekli tesirler meydana getiren, yıllar geçse de sevilen, takdir edilen, kendisine daha çok güvenilen kimsedir” dedi. Dursun, Aziz hatırası saygı ile yâd edilen Mehmet Akif önemli bir şahsiyet olduğunu ifade etti.

Istiklal Marşı (3)Dursan yaptığı açıklamada, “Türk milleti Akif'i, milletin hüzün ve sevinçlerini yaşayan ve dile getiren vatansever bir şair, ileri ve doğru yolları gösteren bir düşünür, sanatkâr, eşsiz bir iman ve ideal adamı, sarsılmaz bir karakter, sağlam bir ahlak sahibi olarak biliyor ve seviyor. Akif, vatan şairlerimizin başında gelir. Hiçbir şair, yazar, düşünür, Türk milletinin geleceğiyle onun kadar hemhal olmamıştır. Akif demek çile demektir. Fakat bu çile normal bir çile değil; milletin, memleketin, inananların hatta insanlığın dert ve ıstıraplarının çilesidir. O, iyiyi, güzeli, doğruyu gösteren bir mütefekkir, devlet ve milletinin geçmişi ve gücünü iyi tahlil ederek geleceğe yol gösteren bir sosyolog, Türk insanının duygu düşünce ve içyapısını anlatan bir psikologdur. Milli mücadeleyi kazanan Asım'ın Neslinin mimarıdır. Milli Mücadelenin ateşli günlerinde bir Milli Marş'ın eksikliği iyice hissedilmeye başlandı. Zamanın Milli Eğitim Bakanlığı bir ‘Milli Marş’ yarışması açtı. Birinci olacak eser için 500 lira ödül verilecektir. Akif, milleti için yazacağı eseri, para karşılında yazamayacağı gerekçesiyle yarışmaya katılmadı. Her taraftan güzel şiirler gelmeye başladı. 724 parça şiir geldi. Bunların içinden bazıları seçilerek basıldı ve meclis üyelerine dağıtıldı. Ancak asıl aranan bulunamamıştır. Savaşın büyüklüğü nispetinde kuvvetli bir şiir, gönülleri heyecana getirecek bir ses isteniyordu. Öyle bir ses ki; gelecek nesillere her an o kutsiyeti ve azameti terennüm etsin. Kalpleri heyecanla doldursun. Yurdun bütün ufuklarını o heyecanla inletsin. Arşın kapılarını açarak bağırsın: Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli! Bu ses, ezelden beri hür yaşayan, kükremiş sel gibi bendini aşan, dağları yırtan, enginlere sığmayıp taşan, yurdun her taşı altında kefensiz yatan, her karış toprağından şehit fışkıran bir milletin, iman dolu göğsünün sesiydi. Bu ses, elinden silahları alınan, hürriyet ve istiklal için, diş ve tırnak ile boğuşan bir millete, ümitler verecek, önüne cennetler serecek, Ona hakkın vaat ettiği günlerin, büyük zafer günlerinin pek yakın olduğunu söyleyecek bir sesti. Bu kadar azametli, heyecanlı, bu kadar kutsi hisleri, bu kadar ilahi nameleri Akif'ten başka kim terennüm edebilirdi? Yarışma şartlarının dışında kalmak şartı ile Akif, Tacettin Dergahına kapanarak İstiklal Marşını yazdı. Marş büyük Millet Meclisi kürsüsünden okunduğu zaman mebusların alkışlarından meclis tavanları sarsılıyordu. Mehmet Akif ise mahcubiyetinden başını kollarının arasına sokmuş sıranın üstüne yumulmuştu. O gün milletvekillerinin isteği üzerine İstiklal Marşı dört defa okundu ve herkes ayakta dinledi. Bu marş, milletin perişan, ümitsiz olduğu bir zamanda yazılıyor, fakat ‘Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal’, gibi ‘Doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın’ gibi birçok mısraları ile ufkumuza iman, ümit ve irade yıldızları serpiyordu. Mehmet Akif'e niçin İstiklal Marşını Safahat'ına koymadığı sorulduğunda o büyük insan: ‘O benim değil milletimindir’ diye cevapta bulunmuştu. Akif yaşadıkları ve yazdıkları ile insanlara güzel örnek olmuş milletinin sesine ses duygularına tercüman olmuştur. Örnek kişiliği, azmi, mücadelesi ve eserleri ile asla unutulmayacak, İstiklal ruhu yaşadıkça o da yaşayacaktır. Sözlerime son verirken, bu anlamlı günde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif'i, vatan savunmasında emeği geçen, şehit düşen, gazi olan, fedakârlık yapan bütün atalarımızı bugünde aynı değerler uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.

Istiklal Marşı (5)

Konuşmaların ardından program öğrenciler tarafından şiirlerin okunması sonrası oratoryo gösterisi ile sona erdi.

Muhabir: Alpaslan Demir