“Evlerinin önü mezara yakın
 Kız kurban oluyum kendini sakın
 Al giyin gülleri boynuma takın
Öyle bir güzelin derdi var bende”

Evvelsi gün Sevgili Hocam Vasfi Adikti, gazetede beni ziyarete geldi. İsminin geçmesinden rahatsız olmuş. Uzun uzun konuştuk. Önerileri, teklifleri vardı ve son derece haklı taleplerdi bunlar, “Bunun adı Yozgat Sürmelisi hocam, önce şu başlığı düzeltelim” diyordu. “Bilmeden birilerine kıymet verildiğinden son derece rahatsız oldum” demişti.

Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi olan Vasfi Adikti hocam uzun uzun sitemlerini, taleplerini, önerilerini dile getirdi. Öneri ve taleplerinin tamamına katılıyorum, öncelikli şunu vurguladı, “Sürmelibey bir Türkmen beyidir, Sürmeli kız ise semboliktir halka mal olmuştur. Sürmeliler anonimdir, bu halkın ortak ürünüdür. Ermeni demek de yanlıştır. Ermeni değildi demekte yanlıştır. Çünkü bu konuda yapılmış doğru dürüst bir derlememiz yoktur. Elimizde olan bu dörtlüklerde Sürmeli türküleri bizim, Yozgat’ımızın ortak ürünüdür. Bunu önemle vurgulamak gerekir” diyordu Tabi haklıydı.

İkinci talebi şu oldu, “Bizi sürmeli ermeniydi, değildi, tartışmalarını bir kenara bırakalım. Kendi kültürümüzü niye tartışalım. Bu bizim ortak ürünümüz, bu bizim kültürümüz tartışma yanlıştır, yersizdir, hatta gereksizdir. Bizleri bir yere götürmez. Birbirimizi kırarız incitiriz. Burda taraf yok, Yozgat kültürü var, Yozgat Sürmelisi var!

“Bize düşen şu olmalı, Sürmeli zenginliğini topluma mal etmeliyiz. Derlemeleri devam ettirmeliyiz. Sürmeli festivaline sahip çıkmalıyız ve Yozgat’ı Sürmeli ile bütünleştirmeliyiz, özdeş hale getirmeliyiz. Bence konu bu. Bırakın şu yersiz tartışmayı. Ben elimdeki kültürümü, öz malımı niye tartışmaya açayım ki?.. Birilerine prim veriyoruz, düşüncesindeyim. Hatta senin o başlığı “Sürmeli Ermeni miydi?” hiç konuşmamaktan yanayım. Niye Ermeni olsun ki Biz Sürmeli ile Yozgat’ı özdeşleştirelim ve Yozgat’ı Sürmeli ile tanıtma çabasında olalım!” diyordu.

Kısacası Sayın Vasfi Adikti Hocanın teklif ve önerileri bu mealdeydi. Görüşlerine katılıyorum, haklıdır, doğru bir tespitte bulunmuşlardır. Gece geç saatlerde beni yatağımdan kaldıran telefon Sayın Memduh Şenol’a aitti. “Yazılarını okuyorum, takip ediyorum, hatta dosyalıyorum” diyordu.

“Haklısın, gerçekleri yazdın, görüşlerimizi ifade ettin, hem bizi hem de birilerini son derece rahatlattın. Yazıların arşivleniyor, ilgililer dosyalıyor, olumlu tepkiler aldım, seni kutlarım” diyordu. Kendisine teşekkür ediyorum, teveccühleridir.

Dolaylı olarak “İhsan Kurt” hocamında selamını aldım. Memnun olduğunu ifade etmiş, henüz bana ulaşamadı, şahsına ve ilgisine teşekkür ederim. Keşke bu konudaki görüşlerini bir şekilde bizlere ulaştırabilseler, memnun olacağız.

“Yozgat’ın dağları karınan duman
 İçerimi aldı derdinen verem
 Sizde bulunmaz mı bir divit kalem
 Yanarım aşkına ölmez belleme”