Bizim aday adayları da ellerine deri çantalarını alarak, genel merkezin yolunu tuttu.
Kimileri destek, kimileri dua istedi sevdiklerinden.
Mülakata giriyorlardı ve başarı için duaya ihtiyaçları vardı.
Çünkü listeye girmeleri gerekiyordu ve seçilip vekil olmaları şarttı.
Ne de olsa Yozgat’ın ve Türkiye’nin onlara çok ama çok ihtiyacı vardı…
Neyse, hamama giren terler misali AK Parti’nin aday adayları da mülakatta biraz terlemiş.
Genel merkez bir takım kriterler ışığında sorular sormuş aday adaylarına.
Öyle ki kimileri  bizim gazetelerin haber küpürlerini götürmüş genel merkeze.
Hayret ettim, bizim haberlerle görücüye çıkanlar olmuş.
Kimileri ise köşe yazarlarının yazdığı yazıları sunmuş partiye.
Bunun pek işe yarayacağını sanmam. Genel merkez köşe yazarına ‘yalaka’ gözüyle bakıp es geçmiştir.
Kimileri ise teşkilatın değişik kademelerinde yaptığı görevleri anlatmış.
Tabandan geldiğini, bilmem hangi kademede, hangi zorlu süreçlerden geçtiğini falan anlatmış.
Daha farklı neler oldu onları henüz tam bilemiyorum. Ama bize yansıyan ve öğrendiklerim bunlar olmuş.
AK Parti, eminim geniş bir FETÖ araştırması da yapacaktır. Bu kadar aday adayının arasında muhakkak FETÖ ile irtibatı, geçmişi olan insan vardır.
Baksanıza MHP’de bile bin 815 aday adayından 89’unun FETÖ, kadına şiddet ve dolandırıcılık gibi nedenlerle listeye alınmadığı parti genel merkezi tarafından açıklandı.
AK Parti’de de bir 90 aday adayı yok mudur?
Elbette vardır…
MHP’Yİ ÖVDÜLER AMA…
Hafta sonu bir ortama düştüm ki tam siyaset kazanı.
Yozgatlı muhafazakar seçmenin bir arada olduğu bir ortam.
Geniş ve uzun makat diye tabir edilen oturma grubuna sıralanmış amcalar, abiler.
Konu siyaset ve ben sessizce köşede dinleyiciyim.
Öyle ki yaşım orada laf söylemeye uygun değil.
Köy odası terbiyesi ve kuralı geçerli…
Ama benim için güzel bir anket ve gözlem imkanı var ortada.
Amcalar, abiler konuşuyorlar Sayın Bahçeli’ye müthiş ve güzel övgüler var ortada.
Biri övüyor bırakıyor, öbürü başlıyor.
Keza MHP’ye yine güzel övgüler geliyor.
Hatta birisi diyor ki “Bahçeli, koca profesör adam. Tahsili mahsili yüksek bir adam. Babadan da iyi zengin. Çok ileri görüşlü”.
Sonra mesele muhalefete yönelik eleştirilere geliyor.
Eleştiriden payını alanlar ise Muharrem İnce, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu.
Övgü bitiyor, bakıyorum konu dağılıyor ve farklı konuya geçecekler, dayanamıyorum ve ortaya atılıp soru soruyorum.
Soru sormasam benim gözlem ve anket güme gidecek.
-Peki amca o zaman bu seçimlerde sizler oyunuzu MHP’ye mi vereceksiniz?
Gazeteci olduğumu falan da bilmiyorlar. Genç bir talebeyim onların gözünde…
Amcalar ve abiler sırayla cevap veriyorlar.
-Reis-i Cumhurluk seçiminde oyumuz Erdoğan’a ama mebusluk seçiminde de Erdoğan’a, Halk Partisi oyun kurmuş, Erdoğan’ın mecliste mebusu olmazsa yine sıkıntıya düşüyormuş.
Öbürü şöyle devam ediyor:
-Yiğenim zaten Bahçeli de Erdoğan’ı destekliyor, adayımız Erdoğan dedi ya işte, kime vereceğiz Muharrem İnceye mi?
Yaşı biraz genç olan bir abi konuşuyor sonra:
-Yozgat’tan adaylar hele bir belli olsun da oyumuz tabi ki Reis’e, Reis ne derse o!
Konu böyle uzayıp gitti. MHP’ye oy çıkmadı. Sonra benim ne iş yaptığımı sordular, “Talebe misin? Sen kime vereceksin” diye sordular.
Bende uzatmadım, talebe olduğumu siyasetten anlamadığımı söyledim, konu kapandı.
FOTOĞRAFIN HATIRLATTIĞI
MHP’nin en iddialı aday adayı.
Genç ve dinamik ayrıca teşkilatın içinden geliyor.
Ethem Sedef’ten bahsediyorum…
İlçe ziyaretleri gerçekleştiren Ethem Başkan’ın paylaştığı bir fotoğrafta köy kahvesinde vatandaşlara hitap ediyor.
Köy ve küçük ilçelerde siyaset yapmak ve vatandaşın oyuna talip olmak zordur.
Anadolu insanı bilinçli ve uyanıktır. Bir soru sorar altından kalkamazsınız.
Ancak fotoğrafta Ethem Başkan tüm dinleyicilerin dikkatini toplamayı başarmış ve bir şeyler anlatıyor.
Fotoğraf bana tıpkı Alparslan Türkeş’in yaptığı toplantıları hatırlattı.
Rahmetli Türkeş de böyle doğal ortamlarda, köy kahvelerinde, yer sofralarında, yer minderinde davasını anlatırdı.
Dinleyicilerin önünde demli çay, pür dikkat Ethem Sedef’i dinleyen emmilerin doğal hali de fotoğrafa yansımış.
Dediğim gibi fotoğraf Başbuğ Türkeş’in bir Anadolu gezisi veya Erciyes Kurultayı dönüşü uğradığı kasaba ziyaretini hatırlattı bana.
Samimi buldum.
Doğal buldum.
İçten bir fotoğraftı.

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Başkanı olduğu STK’da yeniden güven tazeleyen milletvekili STK başkanını.
*Süleyman Demirel’e benzetilen aday adayını.
*Genç aday adayları bulunan siyasi partiyi.
*Mevcut vekillerin aday gösterileceğini düşünen ve ümidi kesen aday adayını.

Editör: TE Bilişim