Dostlarına  söylediği  dertli!..  gönül  türkülerinin  ardından  üç  günü  geçirmeden  esen Seher yellerini  yeniden  estirerek  Sevgi  ve  muhabbetlerini  tazeledi.
Her zamanki  gibi  gene  güllerle  gülücükler  atarak  dostlarının   çok  istediği  ve  çocukluğundaki  o  yaramazlıklarından  bir  tanesini  özenle  seçerek  onları  sanki  çook  eski  yıllara  götürüyordu:
 -Yıl  1975.  Mamak Dutluk mahallesi henüz  her  evde  televizyon  yok.  Koca  mahallede  bir  kaç  evde  ancak  bulunuyor , oda  siyah  beyaz.
Mahallemizde  beş  ,  altı  Çocuk  bir  araya  gelerek  komşumuz  olan  trenci  lakaplı  kişinin  evine  gittik  çünkü!  o gün  Yılbaşı  akşamı.  Amacımız  o gece  televizyonu  seyretmekti.
Sağ  olsunlar  bizleri  Misafir!..  olarak  kabul  ettiler.  Aileleriyle  birlikte  bizden  başka  gelenlerde  oldu , kısaca  evin  içi  bir  anda  Sinemaya  döndü. 
 Meyveydi,  çaydı  derken  televizyon  seyri  bazen  gürültülü , bazen de  çıt  çıkmadan  saatler  geçip   gidiyordu.  Zaman ilerledikçe kucaklarda  uykuya  yenik  düşen  küçük  Çocuklar  ,sonunda  bazı  hanımlar    beylerine  Fısıltıyla: 
-Haydi  gidelim  herif!..  bak  Çocuklar  uyudu  kaldı   diyor.  Herifleri!.. de  hanımlarına  kızıyormuş!  gibi  seslenerek: 
-Sus  karı!…  yarın  tatil , şuracıkta  ne  güzel  oturuyoruz  diyerek,    gailesizce   cevap  veren  babalar.  Nihayet  ev  sahibinin  ezilip  büzülerek ekşiyen! Yüzleriyle ve dillerinden cılız çıkan mırıltıyla: 
-Şeey  kusura  bakmayın  Meyvelerimiz  bitti  isterseniz  bir  çay  daha  demleyelim!..  diyerek.  Ve ev sahibinin karı!.. koca!.. kendi aralarında  bu konuyu  konuşmak için mutfağa  taşıyarak , kimseyi incitmeden  ve üzmeden nasıl hallederiz diye tartışmalarına ve  karı!  koca  sürtüşmesine   sebep  oluyorlardı.
Trencinin  hanımı: 
 -Bey  gece  yarısı  oldu  bunlar    gidecek  gibi  görünmüyorlar  diyerek. 
Sonunda  sıcak  karşılanan  Misafirlere  verilen  cevaplar  soğuk!..  yeller  estiriyordu.  Arif!...  olanlar  anlıyor  birer , birer  müsaade  isteyerek  evlerine  gidiyorlardı.
 Sonunda  herkes  gitti  sadece  biz  Çocuklar  kaldık.
Ev  sahibi  trenci  amca:
 -Çocuklar  saat  geç  oldu  anneniz  babanız  sizi  beklerler  hadi  isterseniz  sizde  gidin  dedi.
Ben  hemen  lafa  girerek: 
 -Merak  etme  amca  annemizin , babalarımızın  haberi!..  var  diye  cevap  veriyorum  fazla  bir  zaman  geçmiyordu ki    bu  seferde  evin  hanımı  geliyor: 
 -Bakın  çocuklar  biz  yatacağız  isterseniz  hadi   sizde  gidin  diyor. 
 Yanımdaki  arkadaşım  hemen  pat diye lafa  girerek: 
Teyze  siz  ışığı  karartın  yatın  biz  şu  köşede  sessizce  oturur  televizyonu  seyrederiz  diyordu. 
Sonunda  karar  kılındı  trenci: 
-Bırak  hanım  bırak biz  bunları!...  gönderemeyeceğiz  şu  yataklarımızı  açta  yatalım  bari dedi. 
Yataklar  edildi  trenci  hemen  uykuya  daldı  Memmet emminin  mesaris motoru gibi  horultusu  televizyonun  sesini  bastırıyordu 
      Uykusu  gelen  arkadaşlardan  bazıları  olduğu  yerde  uyuyarak  bir taraf tanda arkadaşının omzuna yaslanış  bir şekilde   olduğu  yerde  uykuya dalıyorlardı.
               Benimde  göz kapaklarım  kapanıyor  uyumamak  için  kendimi  zorluyordum  ama!..   nafile  sonunda  bende  uykuya  yenik  düşmüştüm  yanımdaki  uyuyan  arkadaşımın  bacaklarını  yastık  olarak  başımı koyup    tatlı  ve  güzel  bir  uykuya!..  dalıp  kaldım.
Sabah  olduğunda  büyük  bir  gürültüyle  üzerimize  örtülen  yorganın  altından  uyandık. 
 Biz  çocukları  televizyon  seyretmeye  bizleri  göndermezler  diyerek  evlerimizde  erkenden  yatıyormuş  gibi  esneme!.. ve uyku!.. belirtileriyle yataklarımızı kabarık şekilde  kalması için içine  yastık  koyup  sessizce  evden  çıkarak  trencilerin  evini  mekan  tutmuştuk.
Sabahın  seherinde  çocuklarını  aramaya  çıkan  annelerimiz  ve  babalarımız  son  olarak  aradıkları  trencinin  evinde  bizleri bulmuştular.
 Ailelerimiz  bizleri  trencinin  evinde  bulduklarında  şükürle  karışık  öfkeyle  seher!  yelleri  estiriyorlar  ve  uyku  arası  sopa  yiyen  arkadaşlar.  Babasının  elinden  kendini  kurtarıp  kaçan  başka  arkadaşlar , kısaca  iyi  ve  hoş  geçen  gece!…yani    yeni  Yıl  sabahı  pekte  hoş!  gelmemişti.
 Yaşadığımız şu günümüzde!... komşuluk ilişkilerini!.. biliyorsunuz .Sizce sadece televizyon seyretmek!.. için gelen komşular ve komşu Çocukları ,buna tahammül edecek sabırla hoş görecek kaç komşu vardır?..
   Yeni yılınızı tebrik eder ve hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Selam sağlık ve dua’larla kalın.