BAŞLIKTAN başlıyayım. Son nüfus sayımına göre şehirde yaşayan nüfusumuz artmış, kırsalda yaşayan nüfus ise azalmış. Sevinsek mi? 'Şehirli oluyoruz!' diye. Yoksa üzülsek mi? 'Köylerimiz boşalıyor!' diye...
Yozgat İl Merkezi ile ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus 270 bin 658'den 4 bin 368 kişi artarak, 275 bin 26 kişiye ulaşmış. Belde ve köylerimizde yaşayan 154 bin 325 kişiden 8 bin  149'u göç ederek, kırsal nüfusumuz 146 bin 174 kişiye gerilemiş. İl nüfusumuz 3 bin 781 kişi azalmış. Devlet İstatistik Kurumu verileri böyle diyor...
Rekamların söylediği türküyü yorumlamak gerekirse, Yozgat kırsalında yaşam her geçen gün biraz daha geriliyor/çekilmez hale geliyor. 'Köylere Hizmet' adı altında yatırımlar yapılıyor, yollar asfaltlanıyor, köy içerisindeki yollar yenilenip,  içme suyu evlere kadar şebekeyle taşınıyor. Bazı köylere kanalizasyon, arıtma gibi tesisler yapılıyor. Ama buna rağmen köy nüfusundaki düşüş önlenemiyor. Neden?..
Köyün bir yönetim ve yaşam biçimi vardır. Köyün Muhtarı ihtiyar heyeti vardır. İmamı, Öğretmeni, Ebesi, Hemşiresi muhtarın ve ihtiyar heyetinin bir anlamda 'danışma kurulu' üyeleridir. Siz bu yapıyı dağıtıp, ebesini, hemşiresini hastanede, öğrenciyi taşımada görevlendirip, imamı cumadan cumaya köyde ikamet ettirirseniz, köy içerisindeki yolları, kaldırımları altın yapsanız durum değişmez/değitmiyor... 
Köy Tüzel Kişiliği kalmamış. Tarlasına ark yaparak taşıdığı suyuna bedel ödüyor. İçtiği suya bedel ödüyor. Aldığı nefesin bile bir maddi karşılığı var. O zaman neden köyün kahrını çeksin! O da gelir şehre, şehirdekileri ne yapıyorsa o da onu yapar, geçinir gider. Öyle de yapıyor. Köyde pahalanan hayatını, şehirde idame etmeye devam ediyor...