Güçlü kalmak,
Caydırıcı olmak…
Kan, gözyaşı, İslam coğrafyasını esir almıştır. Savaşlar her nedense hep bu coğrafya da olmaktadır. Bunun nedenlerini Müslümanım diyen Devletlerin şapkalarını önüne koyup düşünmelerinin zamanı geçmiyor mu..? Hani elin oğlu elini ovuşturarak “yiyin birbirinizi” diye alkış tutmaktadır. Sınırlar değişiyor, devletler parçalanıyor, emperyal güçler bayram ediyor. Ne hazindir ki, bu acıları çekenlerde Müslümandırlar. Dünyanın emperyal güçleri gün geçtikçe daha bir acımasız olmaktadırlar. Ezmek ve sömürmek başlıca prensipleridir… Yem olmamak içinde, güçlü olmak gerekir. Güçlü ordu, güçlü Devlet, güçlü Devlet, güçlü ordu. Başka da bir umarımız yoktur. İşin temelinde yatanda, birlik beraberliktir. Kenetlenmektir. Birbirimize bireyler olarak sevgi, saygı beraberliğin temel harcıdır. Harç yok, yapı paydos diyen devletlerin sonlarının ne olduğunu izliyoruz, görüyoruz. Bir millet güçlüyse ayakta kalır, milleti bir arada tutanda fertlerdir.